Yaklaşık dört yıl önce 2021 yılı Haziran ayında, Durum Raporu dizisinin ilk yazısını yayınlamıştım. O günden bu güne değin 39 yazıyı blogumda paylaştım. Bu yazı dizisini oluşturmak ile bazen paylaşmaya değer gördüğüm tecrübelerimi, bazen dikkatimi çeken olayları, bazen sanatsal durum ve olayları, bütün bunlar karşısında duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmayı amaçlamıştım. Bu yazı bu dizinin kırkıncı yazısı olacak. Kırk sayısını biraz irdelemek istiyorum.
Kırk sayısının olgunlaşmak, kemâle ermek ile bir bağı olduğu kanaatindeyim. Bazı sayılar vardır. Bu sayıların bir gizi, bir sırrı, bir esrarı bulunur. İşte kırk sayısının da bu sayılardan birisi olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemi çeşitli örneklerle destekleyebilirim. Peygamber Efendimiz (sav), kırk yaşına geldiğinde peygamber olmuştur. Musa Peygamber (as) ise Sina Yarımadasında bulunan Tur Dağı'nda kırk gün kırk gece kaldıktan sonra beraberinde iki levha ile inmiştir. Daha sonra Allah'ın öğrettiklerini ve emirlerini bir kitap halinde yazmıştır. Tasavvuf geleneğinde ise çileye girmek olayı vardır. Bu geleneğe göre çileye giren kişi kırk gün boyunca çilehanede kalır. Geçen bu süre "erbain" kelimesi ile isimlendirilir.
Tamamlanmak ve olgunlaşmak, insanın bir halden daha üstün bir hale geçmesi sadece kırkı doldurmak ile mümkün müdür? İnsan sınanmadıkça, öğrenmedikçe, sorgulamadıkça tamamlanmış olmaz. Dolayısıyla olgunlaşamaz. Sınanan, öğrenen ve sorgulayan insanın olgunlaşma süreci diğer insanların olgunlaşma sürecinden farklıdır.