İnsan olmanın neler ile başladığını ve nelerin insan olmak ile noktalandığını idrak etmek, yürüdüğümüz yolu kavileştirecek ve bize sağlam bir zemine ulaşma imkanı verecektir. Olmak ve başlamak. Olmak ve yola çıkmak, o yolu yürümek... Olmanın ne ile mümkün olduğuna gelince, Allah'ın ipine sıkı sıkıya bağlanmak ile ilgisi bulunduğunu düşünüyorum. Olmayı ve başlamayı Allah ile olan irtibatımızın yönü ve derecesi çerçevesinde yorumluyorum. İnanılan değerler, bağlı kalınan inançlar insanların mensubiyetleri hakkında bilgi vermektedir. Bir milletin ferdi olup olmamak ile o milletin inancını taşıyıp taşımamak arasında bir ilişki bulunmaktadır. Mensubiyetini hissettiğimiz, ona bağlı kalmayı ve hizmet etmeyi ödev bildiğimiz milletimiz bizlere çeşitli mesuliyetler yüklemiştir.
Ne ile meşgul isek meşgul olduklarımız tarafından işgal edildiğimizi söyleyebiliriz. Meşguliyetlerimiz, mensubiyetimizi ve mesuliyetimizi unutturuyorsa, birinci sırada tutmamız gerekenlerin üzerini örtüp, bizi plastik gündemler arasında oyalıyorsa, durup düşünmemiz gerekir. Sezai Karakoç'un Diriliş Neslinin Amentüsü kitabında ifade ettiği üzere, artık en büyük savunma savaşımızı içimizde veriyoruz. İçimizde verdiğimiz bu savaşı kazanmanın tek yolu ise yüzümüzü hakikate dönmektir. Karşımıza çıkan yol ayrımlarında yapacağımız tercihlerin dayandığı nokta hakikat olmalıdır. Yaşamımızda aldığımız her karar, yaptığımız her tercih gücünü bu hakikatten almalıdır.