11 Şubat 2025

,

Naz Makamı

(Şiirin müzikal kompozisyonunu dinlemek için bu bağlantıyı kullanabilirsiniz.)

Güldüklerim oldu, ağladıklarım, sana bakarken içimde tuttuklarım
Aynı şeylere gülemesek de aynı şeylere ağladıklarımız oldu 
Nereden başlamalıyım kurduğum cümleye 
Sen konuşunca dudağından yeryüzüne taşan 
İnce perdelerin arkasında mırıldandığın şarkılardan mı
Bir deniz kıyısında, bir mendil kenarında
Bazen suyu izlerken eriyen gözlerimle
Bazen de mendilindeki nakışın kırmızısına takılan gençliğimle
Her gece yıldızlara bakıp bir orman kuytusunda
Her gece bir geyik kalbinin derin uykusunda 
Bir yastıkta sonsuz bir fotoğrafın içinde 
Bana uzanan ellerinden mi
Nereden başlamalıyım kurduğum cümleye 
Ben dilindeki makamın acemisiyim ama
Biz yine de kürdilihicazkardan devam edelim
“Gümüş tellerle örsem saçının her telini”

18 Ocak 2025

, , , , , , ,

Antik Dönemden Modern Zamanlara Güzelliğin Yalınlığı ve Çirkinliğin Estetiği: The Substance Filmi Üzerine Bir Değerlendirme

The Substance filminin posteri

Platon antik çağın önde gelen filozoflarından birisidir. Düşünceleri ile dönemini ve döneminden sonra gelenleri etkilemiştir. Platon bu dünyayı görünen ve görünmeyen taraflarıyla ele almış, insanı ve insanın çevresiyle olan ilişkisini yorumlamıştır. Ona göre insan ruh ve beden olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Yine ona göre ruh aşkın ve ölümsüz bir varlıktır. Bu görüşe göre beden ise ruhu çevreleyen bir kafes olarak ifade edilebilir. Platon'un "idealar âlemi" olarak nitelediği âlem beş duyumuz ile algılayamayacağımız bir alemdir. Bu âlem ruhun kaynağını oluşturmaktadır. Mutlak iyiliğin ve saflığın kaynağı da idealar âlemidir. Bu maddi âlemde kaynağını arayan ruh, yeterince saflaştıktan sonra yeniden kaynağına ulaşabilir, idealar âlemine dönebilir. 

8 Ocak 2025

, , , , , ,

Durum Raporu /otuzsekiz

Nicedir hâlim(iz)den, ahvalim(iz)den söz etmedim. En son 15 Kasım 2024 tarihinde Durum Raporu'na yeni yazı eklediğimi fark ettim. O yazıyı yayınladığım günden bugüne kadar pek çok yaşadım, pek çok şeye şahit oldum. Neler yaptığımdan, neye başladığımdan ve neyi sonuçlandırdığımdan söz etmek istiyorum.

Zaman hızla akıyor, bizler bu durumun çoğunlukla farkına varamıyoruz. Kızımız Gülce iki buçuk yaşını, oğlumuz Tuğrul ise bir yaşını çoktan doldurdu. Onların büyüdüğünü görmek, gelişimlerine şahit olmak, hayatımızı onlarla paylaşmak ve bir çok şeyi onlarla doldurmak tarifi zor bir duygu. Çocukların iki-üç yaş dönemlerinde varlığını fark etmesi, benliğinin farkına varması çeşitli krizleri de beraberinde getiriyormuş.

Geçen yıl pek az kar yağışı gerçekleşmişti. Bu yıl gerçekleşen kar yağışı geçen yıl kıyaslandığında çok daha tatmin edici oldu. Doğal su kaynaklarımız ve barajlarımız bu yağışlardan olumlu etkilendi. Bir kaç yıl önce Sivas'ta yaşanan su problemini göz önünde bulundurursam, kış aylarında Sivas'ın kar yağışı alması oldukça önemli. Çünkü Sivas sadece kış aylarında hatırı sayılır yağış alan bir coğrafyada bulunmakta. Yazları sıcak ve kurak, kışları sert ve kar yağışlı geçen bir bölge burası. Haliyle kış aylarında kar yağışı almak bu bölgeler için oldukça önemli.

6 Ocak 2025

2024 Fihristi

Bu çalışma 2024 yılında blogumda yayınlanan içerikleri listeler.

Önceki yıllara ait fihrist çalışmalarıma aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
  1. 2021 yılına ait fihriste ulaşmak için tıklayınız.
  2. 2022 yılına ait fihriste ulaşmak için tıklayınız.
  3. 2023 yılına ait fihriste ulaşmak için tıklayınız.
***

Yeni bir yıldan hepinize sağlık, mutluluk ve hedeflerinizde başarı diliyorum. Her şeyin gönlünüzce gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle... Son yıllarda bir gelenek haline getirdiğim fihrist çalışmalarımın bir yenisini bu yıl da gerçekleştirmek istedim. 2024 Ocak ayında hazırladığım "2023 Fihristi" çalışmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Şimdi "2023 Fihristi" ile geride bıraktığım yıl adına blogumda yayınladığım çalışmalarımı kategorilendirilmiş ve sıralanmış haliyle sizlerle paylaşıyorum. Fihrist çalışmaları genellikle yılın son ayında veya yeni yılın ilk ayında geride bırakılan yılda ortaya konulan ürünlerin, eserlerin sonraki yıllarda daha kolay ulaşılabilmesi adına yapılmakta. Böylece daha sonra yapılması planlanan arşivleme çalışmalarına da katkı sağlamış oluyor.

27 Aralık 2024

,

Serazat Edebiyat'ın 8. Sayısı Çıktı

Serazat Edebiyat, Sayı 8

Serazat Edebiyat'ın Ekim - Kasım - Aralık 2024 tarihli 8. sayısı çıktı. Şiir, öykü, deneme, söyleşi, inceleme, poetika, filiz ve sanat olmak üzere sekiz bölümden müteşekkil olan Serazat'ın bu sayısı Mete Almalı'nın "Çıkmaz Sokak" başlıklı öyküsü ile başlıyor. Mete Almalı, Gökçe Seher Balaban, Z. Rumeysa Topal, Uğurcan Dilber, Eylül Ayşe Kar, Mehmet Ali Güneş ve Ubeydullah Öz öykü bölümünde okuyacağımız yazarlar arasında.

21 Aralık 2024

, , ,

Hüseyin Karacalar’ın “Protokol Krizi” Şiiri Üzerine


Hüseyin Karacalar'ın Cevapsız Aramalar’ı benim için özel bir kitaptır. Kitabı çok defa okumama rağmen her okuyuşumda şiirlerden yeni anlamlar çıkardım. Hem bende uyandırdığı duygular ile hem de şiirlerdeki dil-biçim-üslup tarafları ile bende ve şiir serüvenimde yeni yollar işaret eden bir kitap oldu. 

"Protokol Krizi" şiiri Cevapsız Aramalar’dan bir şiir… Şu sıralar yeniden okuduğum şiirde, modern insanın gündelik hayatındaki absürt durumları, bürokrasiyi, toplumsal ilişkilerdeki yüzeyselliği ve bireyin iç dünyasındaki çelişkileri eleştirel bir dille ele almaktadır. 

Şiirin merkezinde, adından da anlaşılacağı gibi, "protokol" kavramı yer alıyor. Protokol kelimesi, törenlerde veya resmi durumlarda uyulması gereken kuralların genel adı olarak tanımlanabilir. Fakat Hüseyin Karacalar’ın şiirinde bu protokol kavramı, resmi bir tören ya da resmi kişilerin, kurumların ilişkileri gibi büyük ölçekli bir protokol değil, daha çok gündelik hayatta karşılaştığımız küçük düşürmeler, öncelik sıralamaları, "ben" merkezli tutumlar-tavırlar ve yüzeysel nezaket kuralları olarak karşımıza çıkıyor. Karacalar şiirinde, bu türden protokollerin ne kadar anlamsız ve insanı bunaltıcı olabileceğini bazen mizahi bazen de eleştirel bir dille vurgulamaktadır.

18 Aralık 2024

,

Anlatımcı Şiir Tekniğinde Kişilik, İmge, Anlam ve Klişe Üzerine

İnsan sosyal bir varlıktır. Çevresiyle etkileşim içindedir. Bu sebep ile temas ettiği durumlar, olaylar ve kişiler arasında bir alışveriş hali yaşamaktadır. İnsanın sosyal gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda tıpkı beslenmek, uyumak gibi anlatmak da temel bir ihtiyaçtır. Yaşadığımız hayatın da önemli bir bölümünü neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde yaşamaktayız. Söz konusu nedensellik çerçevesinde içimizde ve dışımızda olup biten şeyleri anlatma ihtiyacı hissetmekteyiz. Bu ihtiyacı karşıladığımız çeşitli kanallar mevcut. Bu kanallardan birisi de şiirdir.

Şair şiirinin ortaya çıkış sürecinde dilin imkân ve hareket alanından yararlanır. Bu bağlamda çeşitli teknik ve yöntemlerle şiirini destekler. Bu teknik ve yöntemlerden biriside anlatımcılıktır. Yaygın kullanılan ifade ile "anlatımcı şiir"... Anlatımcı şiir biçimini tanımlamak gerekirse şairin şiirde duyurmak istediğini anlatma yoluyla ifade etmesidir. Anlatımcı şiirin merkezinde kişiler, olaylar ve durumlar yer almaktadır. Şiirin sözü edilen kurucu unsurlar etrafında oluşturulması onu diğer anlatımcı edebi türlere yaklaştırabilir. Fakat anlatımcı şiiri diğer anlatımcı metinlerden ayıran ve ona şiir olma vasfını kazandıran bazı hususiyetler bulunmaktadır. Bu hususiyetler dil, üslup ve imge olarak ifade edilebilir.

Kabul etmek gerekir ki anlatımcı şiir kavramı geniş bir şiir alanını ifade eder. Anlatan her şiir anlatımcı şiir olarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirmede anlatımcı şiir olarak kastedilen şiirin kapsamı daha dardır. Öykü temelinde ilerlemeyen, olayları, durumları nedensellik çerçevesinde değerlendirmeyen, açıklamayan bir şiir... İmgelerin kullanıldığı, daha kapalı ve bazen bir duyguyu bazen de bir durumu anlatan bir şiir.