İçimde taşıdıklarımı getirdim içimi taşıranları
Bir bilsen nelerden vazgeçtim nelerden
Renkten renge girdim, en çok kırmızıda sevdim
Tanımlar türettim anlamlar yükledim
Çok defa bozdum kurduğum cümleyi
Bu yüklemin iki ucunda çok bekledim.
Sana penceremdeki çiçeklerin can sıkıntısını anlatsam
Ellerimin hafızasını döksem karıştığın suya
Bu duruma alışkanlık mı dersin akışkanlık mı
Ne dersen de işte bunlar hep klişe
Ama yapmacık değil sentetik değil
Yüzde yüz pamuk kalbimin içi
Yazın terletmez, kışın üşütmez, yağmurda atmaz rengi
Biliyorsun çok ıslandım ben o yağmurda
Çünkü bir kez sevdiysen,
Kalbin çözüldüyse can kenarında
Evin bütün ışıklarını yakarsın kapalı perdelerin arkasında.
1 Eylül 2024
20 Ağustos 2024
Foucault’nun “Büyük Kapatılma” Kitabından Hareketle “Buzlar Çözülmeden" Filmi Üzerine Bir Değerlendirme
Büyük Kapatılma kitabı ve Buzlar Çözülmeden filminin afişi |
Cumhuriyet döneminin önemli oyun yazarlarından birisi de Cevat Fehmi Başkut’tur. Oyun yazarlığının yanında gazetecilik mesleğinde de bulunan Başkut 1942 yılında ilk oyunu olan Büyük Şehir piyesini kaleme almıştır. Büyük Şehir oyunu 1942-1943 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrolarında sahnelenmiş ve sanat çevresinin büyük ilgisi ile karşılaşmıştır. Yazarın en bilenen eseri ise Buzlar Çözülmeden oyunudur. Oyun bugün bile birçok tiyatro topluluğu tarafından sahnelenmektedir. Başkut’un oyunları Türk Sineması içinde ilgi uyandırıcı olmuştur. Buzlar Çözülmeden oyunu sinemamızda iki defa filme uyarlanmıştır. İlk uyarlama ayın isimle, oyunun yazıldığı yıl olan 1965 yılında Nejat Saydam tarafından yapılmıştır. İkinci uyarlama ise Deli Deli Küpeli ismi ile Kartal Tibet’in yönetmeliğinde 1985 yılında yapılmıştır. Her iki uyarlama da dönemin “askeri darbe” sonrası yıllarına denk gelmektedir. Söz konusu eser Türk tiyatrosu içinde önemli bir konuma sahiptir. Başkut eserinde komedi ve trajedi unsurlarını ustalıkla işlemiştir. Bu yönüyle politik metinlerin sıkıcı atmosferinden eserini uzaklaştırmayı başarmıştır.
Serazat Edebiyat'ın 7. Sayısından Mısra Seçkisi
ne vakit salınıp geçse şûh rüzgar ince bilekkirli bir çamaşır kemirip duruyor mandalıara sıra değil, mutâd uğruyor artık efkârkör bıldırcın nasıl biliyor konacağı dalıNadir Aşçı, Kör Bıldırcın
çölün sırrıdır kuma gömülmekdönmeye niyet etsembir mâni olmalı gemiyi yakmak içinMehmet Şamil, Dervişin Son Ölümü
uzağa gitmeye başladıysa taşparmaklaranlamlarını soğutuyor defterlerde çizgilersözcüklerim bir şemsiye oluyor sanayazıldıkça tarih, kalbin miladını başlatıyor.Zeki Altın, Ters Şerit
Aşkar Dergisi'nin 71. Sayısından Mısra Seçkisi
beni yendiniz ama size diz çökmedim
beni yendiniz ve dizlerimden aşağısı
dünya savaşlardan dönmektedir yorgun
dünya güzdür uzakta yaz neşesiÖzgür Ballı, Güz Dünya
Bir Yahudisin şimdi gün be gün büyüyenAma her yahudi gibi kaçmaktasın kendindenHer yok ettiğini durmadan kendine dönüştürerekVardın bu kanlı tahta senFaysal Soysal, Filistinli Olmamak ya da Of Not Being A Jew'e Bir Nazire
aslımı bulmak içindir çektiğim bunca yolbu vazgeçilmez zikrim sulandı tüm gövdemdebana bakan kimi gördü merak ederimaslım gölgemden öte mi, gölgem kimseyi serinletti mi?Çağrı Subaşı, Terazinin Şaşmaz Durağı
12 Ağustos 2024
Serazat Edebiyat'ın 7. Sayısı Çıktı
Serazat Edebiyat, Sayı 7 |
Serazat Edebiyat'ın Temmuz - Ağustos - Eylül 2024 tarihli 7. sayısı çıktı. Şiir, öykü, söyleşi, gezi yazısı, inceleme, filiz ve sanat olmak üzere yedi bölümden müteşekkil olan Serazat'ın bu sayısı Hüseyin Kılıç'ın "Yalancı" başlıklı öyküsü ile başlıyor. Hüseyin Kılıç, Tuğçe Öcal, Ubeydullah Öz, Sevda Altınkaya, Mehmet Ali Güneş, Gül Sema Yılmaz ve Mete Almalı öykü bölümünde okuyacağımız yazarlar arasında.
5 Ağustos 2024
Durum Raporu /otuzbeş
Geçen yaz bu zamanlar kaleme aldığım ve Aşkar Dergisi'nin 66. sayısında yayınlanan bir yazımı hatırladım. "Feridüddin Attâr’ın “Mantık’ut-Tayr” Manzumundan Hareketle Ömer Kavur’un “Gizli Yüz” Filmi Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı yazımda "arayış" kavramı üzerine çeşitli yorumlarım olmuştu. Bu yorumlamalarımdan birisi şöyleydi.
İnsanoğlunun yaşamı bir şeyleri kabul etmek ile bir şeyleri reddetmek arasında olup bitenlerin toplamı olarak görülebilir. Yaşam yolculuğunda içine girdiğimiz ve içinden çıktığımız durumlar bizi belirli tercihler yapmaya mecbur bırakmıştır. Bütün bunlar, olup biten her şey bir arayışın yansıması olarak değerlendirilebilir.
Aramak, arayış halinde bulunmak yolda olmak ile ilişkilidir. Diğer bir ifade ile aramanın gereği yolda olmaktır diyebiliriz. Yolda olmak bizi çeşitli durumlar arasında tercihler yapmaya sürükler. Yaptığımız bu tercihler, aldığımız bu kararlar bazen gönlümüzün ve kalbimizin dileğiyle gerçekleşir. Bazen de bu tercihlere ve kararlara kendimizi icbar edilmiş hissederiz. Bu duruma yaşamın bir özeti olarak bakılabilir. İnsan bütün bir yaşamı boyunca eve dönmek, ait olduğu yere ulaşmak için çaba harcar, bunun için çeşitli yollardan geçer.
31 Temmuz 2024
Yapay Zekâ Bağlamında Sanatçı ve Sanat Eseri
İnsanın yaratıcı ve yenilikçi düşünceleri, bu düşünceleri ifade ediş biçimi doğrudan sanatla temas halindedir. Sanat ve sanatçı hayatın diğer alanlarına kapı açmış, dünyaya farklı bakış açılarından bakabilmeyi olanaklı kılmıştır. Sanatçı ile çevresi arasında çok yönlü bir ilişki vardır. Bu çerçevede sanatçı hem içinde yaşadığı çevreyi etkilemekte hem de söz konusu çevreden etkilenmektedir. Ortaya çıkan sanat eserlerinde de söz konusu ilişkilere ait çeşitli izlere rastlamak mümkündür. Sanat bu yönü ile değerlendirildiğinde bireyin yaşantısının, eşya ve hadiseleri yorumlayışının ve bilişsel-duyuşsal özelliklerinin eyleme dönük hâli olarak yorumlanabilir. Sanatı ortaya koyan sanatçı ise yaptığı, fiile döktüğü herşeyiyle yeniden oluşturan ve gerçekliği yerinden edip kendi gerçekliğini ikame edebilen kişidir.
Buraya kadar sanatın ve sanatçının hayatın içinde olan taraflarını ele aldım. Dünü, bugünü ve yarını etkileyen yönlerine kısaca temas ettim. Çünkü uygarlığın tekâmül etmesi ile sanatın ve sanatçının kemâlatı arasında doğrudan bir ilişkinin söz konusu olduğu ifade edilebilir. Sanatçının bir takım üstün özellikleri onun ortaya çıkardığı eserlerde görülebilir. Uygarlığın seyir çizgisi kontrol edildiğinde bir çok önemli atılımın önünde veya arkasında buna benzer durumlar görülecektir.