Hülya Koçyiğit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hülya Koçyiğit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gelin, Düğün ve Diyet Üzerine

Gelin, Düğün ve Diyet filmlerinin afişleri

Türkiye'de köyden kente göç 1950'li yıllarda başlamış ve özellikle başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir ve Adana gibi büyük şehirlerin nüfusu artmaya başlamıştır. Köyden kente yapılan göçler özellikle İstanbul özelinde değerlendirildiğinde büyük şehirlerin Anadolu'nun bir çok bölgesinden göç aldığı gözlenmektedir. Göçler neticesinde artan nüfus ile birlikte İstanbul'da yeni sorunlar, durumlar ve çözülmeyi bekleyen problemler doğmuştur. Türk sinemasında 1960'lı yılların sonu ve 1970'li yılların başı toplumsal gerçekçiliğin yükseldiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde Lütfi Ömer Akad, Halit Refiğ Metin Erksan, Yılmaz Güney gibi yönetmenler dönemin sosyal ve kültürel yapısını ifade eden filmlerle izleyicisiyle buluşmuşlardır.

Paylaş:

Severek Ayrılalım Filminden Hareketle Kötüye ve Kötülüğe Bakış

Cüneyt Arkın ve Hülya Koçyiğit, Severek Ayrılalım filminden

Dün akşam keyifli bir akşam yürüyüşünün ardından film izlemeye karar verdik. İzlediğimiz son bir kaç film sinemamızın siyah - beyaz dönemine aitti. Bu kez perdeyi renklendirelim dedik. Yine sinemamızın Yeşilçam dönemine ait olan, daha önceden izlemediğimiz bir melodram seçtik. Filmin adı: Severek Ayrılalım.  Yönetmenliğini Orhan Aksoy'un üstlendiği, yapım yılı 1971 olan film şu dört oyuncu üzerine kurulmuş; Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit, Yalçın Gülhan ve Semra Sar. Erman Filmin YouTube kanalında restorasyonlu halini izlemek güzeldi.

Türk Sineması'nın en üretken yıllarıydı 60'lar. Bu yıllarda çekilen filmlerle birlikte konu, yöntem, teknik, üslup olarak Yeşilçam bir karakter kazanmış ve bu karakter izleyicisini kendisine bağlamıştı. Hepimizin beğenerek izlediği melodramlar yine bu dönemde ortaya çıkmıştı. Severek Ayrılalım filminin konusu ve senaryosu itibariyle dönemin hakim konu ve senaryo anlayışından ayrılıyor. Seyircinin tepkisini çekme pahasına ahlaki değerlerimiz ile örtüşmeyen bir konuyu temele alıp, yasak bir ilişki etrafında gelişen olayları izliyoruz. Hani pembe dizileri takdim ederken derler ya: "Bu dizide her şey var, aşk, ihanet, entrika, dram..." Ben de bu takdimi Severek Ayrılalım filmi için yapabilirim. Biraz önce filme etik - ahlaki değerler yönünden bir eleştiri getirmiştim. Bu eleştiriyi yaparken biraz durup düşündüm ve aslında bu konuya yabancı olmadığımı fark ettim. Beş yıl önce bunun üzerine bir yazı kaleme almıştım. "Kötü Adamın Tarafında Olmak" başlıklı yazımda Hint sinema oyuncusu Shah Rukh Khan'ın başrolünde olduğu Fan isimli film üzerine yazmıştım. Aşağıdaki pasajı sözünü ettiğim yazımdan alıntılıyorum.
Paylaş:

Şarkılar, Kitaplar ve Filmler

Havalar ciddi anlamda soğumaya başladı. Biraz önce Sivas için on beş günlük hava durumu raporuna göz attım. Tabi, meteorolojinin tahminleri her zaman tutmasa da ekseriyetle itibar ediyorum bu raporlara. Önümüzdeki Perşembe günü tahmin edilen sıcaklık değerlerini okuduğum zaman irkildim. Bu sene adam akıllı bir kış olmamıştı. Böylesi büyük bir sıcaklık düşüşünü beklemiyordum. Perşembe gecesi -22 dereceyi gösterecekmiş termometre.

Bu kısa hava durumu bilgilendirmesinden sonra sizlerle paylaşmak istediğim şeylere geçmek istiyorum. Dün akşam Amal Maher'in yorumladığı bir eseri buldum tevafuken. Eserin adı Sakana Al Lail. Lail kelimesi Arap lisanında gece anlamına geliyor. Alf Lail Wa Lail eserinden biliyorum (Bin Bir Gece). Sakana kelimesi ise sakin yahut sessiz anlamı taşıyor. Yani eserin dilimizdeki karşılığı Sakin Gece. Uzun zamandır bu kadar içli bir eser dinlememiştim. Gerçi eserin tercümesini bulabilmiş değilim. Sadece ilk iki cümlesini çözümleyebildim.
Paylaş: