31 Mayıs 2024

, ,

Ubeydullah Öz'ün "İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü" Kitabı Üzerine

Ubeydullah Öz ve İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü kitabı

Kıymetli dostum Ubeydullah Öz'ün öykülerini bir araya getirdiği "İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü" kitabı Matruşka Yayınları'ndan Şubat 2024'te neşroldu. 25 öykünün ve 1 çizgi romanın bir araya geldiği kitap 78 sayfadan müteşekkil. Çakıcı Mustafa başlıklı kısa öykü ile kapılarını okuruna açan kitap yazarın ilk göz ağrısıdır. Ubeydullah Öz'ü "İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü" kitabı için tebrik ediyorum. Okuruna ulaşmasını, muhatabını bulmasını diliyorum.

On beş yıla yakın bir süredir tanıdığım Ubeydullah Öz, dostluğuyla ve desteğiyle daima yanımda olmuştur. Edebiyat ve tiyatro alanlarında kıymetli emeklerine ve ortaya koyduğu değerli ürünlere şahitlik ettim. Bu anlamda daima bir arayış içinde olmuş, denemekten ve yenilenmekten çekinmemiştir. Okuruna ulaştırdığı öykülerde tekrara düşmeyen yazar, akıcı dili ve merak uyandırıcı üslubuyla okuru peşinden sürüklüyor. Yazar özgün sesini ve üslubunu kısa öykülerinde okuruna duyurmayı başarmış. Öz'ün öykü serüveninde şahitlik ettiği ve okurunu şahit kılmak istediği arayışı kitabını yükselten etkenler arasında.

Kitabın editörlüğünü yürüten Hüseyin Kılıç kitabı şu satırlar ile okura takdim etmiştir:

"Ubeydullah Öz, okurları mekânlar, zamanlar ve anlar arasında kısa ve yoğun yolculuklara çıkarıyor. Okur, kitabın isminde ve kahramanlarında olduğu gibi nerede olduğunu ve nereye varacağını kestiremediği satırlarda merakla ilerliyor. Bu yolculuklar kâh hayal aleminde kâh gerçek dünyada kâh bir destanın ortasında kâh isimsiz bir dağın tepesinde bilinmez bir evin içinde sonlanıyor. Yahut başlıyor."

Kitapların (varsa) ithaf sayfaları daima merak etmişimdir. Ubeydullah Öz, ilk kitabını "sevgili eşim Melek'e..." ithafıyla okuruna takdim etmekte. Peki kitabın ismi nereden geliyor diye soracak olursanız, kitaba ismini veren bir öykü var.

***

Ubeydullah Öz'ü çeşitli sıfatlarla tanımlayabilirim. Benim ve bizim için dost. Öğretmen, yazar ve bir masal anlatıcısı. "Masal Anlatıcısı" tabiri dikkatinizi çekmiş olabilir. Özellikle hemen herşeyin dijitale evrildiği ve sözlü geleneğin unutulduğu bir dönemde çocuklara ve dahi yetişkinlere "anadolu masalları" anlatmak ve bizi köklerimizden haberdar etmek çok mühim bir uğraş. Bu bağlamda Öz'ün öyküleri de anlatıcılığa ve seslendirmeye oldukça elverişli metinler. Çünkü ifade ettiğim üzere akıcı bir dile ve merak uyandırıcı bir üsluba sahip. Müzisyen ve seslendirme sanatçısı Nisan Kumru, kitaptan üç öyküyü dinleyenleri için seslendirdi. Bu öyküler sırasıyla şunlar: İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü, Çay Verim mi Abim, Kümesindeki Tavukların İlk Yumurtalarını Kendisi Yemek Yerine Kucak Dolusu Muhabbetle Sunan Kutlu Komşu Kadın. Söz konusu seslendirmeyi şuradan dinleyebilirsiniz.

Ayrıca anlatıcılığa ve edebiyat serüvenine dair uzun bir söyleşi de mevcut. Kitap Haber internet sitesinde yayınlanan söyleşide soruları Müzeyyen Çelik K. soruyor. Söyleşiyi şuradan okuyabilirsiniz.

***

Ubeydullah Öz'ün pek çok çalışmasına yakından şahitlik ettim ve bazı çalışmalarında da yanında bulundum. Üniversite yıllarımızda aynı fakültede farklı bölümlerde lisans eğitimimizi tamamladık. Bizi bir araya getiren şey edebiyat olmuştu. İlk önce 2012 yılının Nisan ayında ilk sayısını yayınladığımız Nun Edebiyat etrafında bir araya gelmiştik ve bu anlamda bizim gibi düşünen, bize destek olan diğer arkadaşlarımızla tanışma fırsatımız olmuştu. Üniversiteden mezun olduktan sonra ise 2015 yılının yine Nisan ayında ilk sayısının yayınladığımız Enfa Edebiyat bizde yeni heyecanlar uyandıran bir başlangıç olmuştu. İşte aşağıda iktibas ettiğim satılar ise yazarın kitabında yer "Enfa" başlıklı öyküsünden... 

Bir çay ocağının önünde sustular, ellerini omuzlarından çekip ceplerini yokladılar. Çıkan kuruşlukları bir bir saydılar, iki çay bir simite denk gelen meblağ ile tebessümleri arttı. İki tabure çekip oturdular, çay söylediler, simit bölüştüler ve sustular. Suskunluk da şiir söylemek kadar yakışıyordu onlara.

Ubeydullah Öz, İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü

İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü, Sayfa 51

İsmimin anılması, eserin yazarıyla ortak anılarımı - hatıralarımı okumak çok güzel ve mutluluk verici bir durum. Umarım Ubeydullah Öz'den daha çok öyküler okuma fırsatımız olur.


2 Mayıs 2024

, , , ,

Mustafa Melih Erdoğan'ın "Hediyelerin Sahipleri" Şiirinde Nesnel Bağlılaşım

Mustafa Melih Erdoğan ve Bir Büyük Kırmızı kitabı

Aşkar Dergisi’nde 28. Sayıdan 68. sayıya kadar, on yılı aşkın bir süredir Genel Yayın Yönetmenliği'ni yürüten Mustafa Melih Erdoğan’ın şiirleri şimdiye değin iki kitapta bir araya geldi. Hangi Anahtar şairin ilk şiir kitabıdır. Şair, 2016 yılında yayınladığı Hangi Anahtar ile modern Türk şiiri adına birikimlerini, tecrübelerini kitaplaştırarak okuruna bir ilk kitap sunmuştu. Erdoğan’ın ikinci şiir kitabı ise Bir Büyük Kırmızı. 2021 yılında yayınlanan ve 48 sayfadan müteşekkil olan kitap “Hediyelerin Sahipleri” başlıklı şiir ile kapılarını okura açıyor. Şairin Hediyelerin Sahipleri başlıklı şiiri aynı zamanda Aşkar Dergisi’nin Ocak – Şubat – Mart 2020 tarihli 53 sayısında yayınlandı. Şiirlerinde özgül ve özgün bir tavır ortaya koyan Erdoğan şiir üzerine düşüncelerini aktardığı bir söyleşisinde şu ifade yer almaktadır. "Şiir bizim için bir mesûliyet meselesidir." 

29 Nisan 2024

, ,

Durum Raporu /otuzüç

Geçtiğimiz gün aracımızın lastik değişimini yaptırdık. Bu işlemi uzun süredir aynı yere yaptırıyorum. Yazlık lastiklerimiz fabrikanın araç üzerinde gönderdiği Bridgestone markasının Turanza modeli. 195/65/15 ölçülerde ve güncel fiyatı yaklaşık 2.000 TL (adet fiyatı). Kışlık lastikleri ise 2022 kış mevsiminde almıştık. Petlas markasının Snowmaster modeli. 2022 yılında 900 TL'ye aldığım lastiğin adet fiyatı şimdi 1.800 TL. 2023 yılının sonbaharında 300 TL'ye yaptırdığım lastik değişim işlemini 2024 yılının ilkbaharında 400 TL'ye yaptırdım.

Önümüzdeki Haziran ayında ise Trafik Sigortasının süresi dolacak. 2023 yılında Trafik Sigortasını 3.000 TL'ye yaptırmıştım. Aynı ay 3.500 TL'ye Araç Kaskosu yaptırmıştım. Geçen yıl Ağustos ayında periyodik araç bakımının masrafı 5.500 TL olmuştu. Bu yıl ki maliyetleri merak ediyorum. Önümüzdeki sonbahar 2024 yılına ait maliyetleri de paylaşacağım.

15 Nisan 2024

, ,

Nerede Kaldıysak Oradan

İdris Ekinci'nin "Yürüyelim" başlıklı şiiri böyle başlıyor. "Nerede kaldıysak oradan, kalmadıysak geçelim, bunun ve bunun ve bunların yanından." Okumaktan keyif aldığım, benim ve bizim için yeri ayrı olan şiirlerinden birisidir. Öyle ki sevgili eşim ile düğün arabamızın arka camına bu şiirden bir mısra seçip yazdırmıştık. Evet, nerede kalmıştık?

Bu Ramazan Bayramı bizim için oldukça hareketli geçti. Dolu dolu bir bayram geçirdik. Ailemizle, akraba ve dostlarımızla bir araya geldik. Bu bayram dostum Ubeydullah Öz ve ailesi de bizimle birlikteydi. Bayramın üçüncü Mete ve Ubeydullah ziyaretimize geldiler. En son 2019 yılının yaz mevsiminde bir araya gelmiştik. Neredeyse beş yıl sonra tekrar bir araya geldik. Heyecan ve mutluluk dolu anlar yaşadık. Geçmişte yaşadığımız güzel anılarımızı konuştuk, bu beş yıl içinde olan-biten-devam eden şeylerden bahsettik. Zaten birbirimizin hayatlarından haberdardık. Fakat yüz yüze gelmenin duygusu bambaşka oluyor. Akıllı telefonlar, görüntülü görüşmeler bu duyguyu hissettiremiyor.

Benim, Ubeydullah'ın ve Mete'nin içinde bulunduğu Serazat Edebiyat'ı da konuştuk. Ubeydullah yanında Serazat'ın 6. sayısının matbu halini getirmişti. Serazat'ın internet sitesinde dijital haliyle okuduğumuz, paylaştığımız derginin basılı halini görmek ve dokunmak bize mutluluk verdi. Bundan sonra Serazat'ın yeni sayıları internet sitesinde dijital olarak ücretsiz paylaşıldığı gibi matbu hali de bir bedel karşılığında okuruna ulaştırılacak. 7. sayının çalışmalarına şimdiden başlamış durumdayız. Haziran ayının ortasında 7. sayısı da hazır olup okuruna ulaşacak.

, , ,

Şeyda Tarhan Almalı ile Musahhihlik ve Edebiyat Dergiciliği Üzerine

Şeyda Tarhan Almalı ile Musahhihlik ve Edebiyat Dergiciliği Üzerine

1) Merhaba Şeyda. Uzun yıllardır çeşitli edebiyat dergilerinde “musahhih” sıfatını taşıdın. Hâlihazırda Serazat Edebiyat’ ta da aynı sıfatı taşıyor, derginin heryeni sayısında son okumasını yapıyorsun. Söyleşimize geçmeden önce seni tanımayan okurlarımız için kendini tanıtır mısın? Edebiyat ve edebiyat dergiciliği ile olan ilişkin nasıl başladı ve nasıl devam ediyor?

Merhaba Eyüp. Öncelikle söyleşi için teşekkür ederim. Ben Şeyda Tarhan Almalı. Sivaslıyım. 4 senedir Van/Çaldıran’da bir sınır köy okulunda Psikolojik Danışman olarak görev yapıyorum. Edebiyat ve edebiyat dergiciliğine başlama serüvenim ilkokulda yazdığım şiirlerimi fark eden sınıf öğretmenimin ilde yapılan şiir yarışmasına şiir yazmamı istemesiyle başladı. İlde birinci olduktan sonra şiiri daha çok sevmeye başladım. Okul kitaplığından şiir kitapları alıp okumamla serüvenim devam etti ve daha sonra yazmayı bıraktım. 2007 senesinde Sivas Lisesi’nde tarih öğretmenimin bir kompozisyon yazdırması bana tekrardan güç verdi. Öğretmenim yazdığım kompozisyonu çok beğenmişti. Okul dergisine göndermek istediğini söyleyip bundan sonrada muhakkak edebiyatla ilgilenmemi önermişti. Çok etkilenmiştim o zamanlar. Yazdıklarımın bir değeri olduğunu düşünmüştüm. Dergi basılacağı sıra öğretmenimin vefat etmesiyle sarsıldım. Bu hadiseden sonra süreç dergileri bir okur olarak takip etmemle devam etti. Aradan geçen yıllar beni üniversite yıllarında Nun Edebiyatla buluşturdu. Şimdi ise Serazat Edebiyat ile keyifli bir şekilde devam ediyor.

8 Nisan 2024

, , , , , , , , , , ,

Mülkiyet ve İktidar Kavramları Üzerinden "Susuz Yaz" Filmi Üzerine Bir Değerlendirme

Necati Cumalı'nın Susuz Yaz kitabı ve Metin Erksan'ın Susuz Yaz filmi afişi

Necati Cumalı'nın 1962 yılında yayınladığı "Susuz Yaz" isimli hikâyesi, dönemin sosyal ve kültürel gerçekliğine ayna tutan bir eser olmuştur. Susuz Yaz, temel geçim kaynağı tarım olan insanların hikâyesini anlatmaktadır. Hikâye, tarımsal üretimde en temel araç olan "toprak ve su" kaynaklarının özel mülkiyet çerçevesinde değerlendirilmesi ile ortaya çıkan mücadeleyi konu etmektedir. Cumalı'nın Susuz Yaz'ı 1963 ve 1973 yıllarında olmak üzere iki defa sinemaya uyarlanmıştır. 1963 yılında sinemaya uyarlanan filmin yönetmeni Metin Erksan, 1973 yılında sinemaya uyarlanan filmin yönetmeni ise Yılmaz Duru'dur. 

7 Nisan 2024

Durum Raporu /otuziki

Bugün Ramazan ayının 28. gününü geride bırakıyoruz. Ailemizle, akrabalarımızla ve dostlarımızla dolu dolu bir Ramazan ayı geçirdik. Bizi Ramazan ayına ve bayramına ulaştıran Allah'a hamd olsun. Ramazan ayında neredeyse hiç zorlanmadık. Hicri takvim ve miladi takvim arasındaki gün farkından kaynaklı Ramazan ayı her yıl on gün geriye gitmekte. Haliyle kış mevsimine yaklaşıyoruz. Günler daha kısa ve geceler daha uzun yaşanmakta. Böyle olunca oruçlu geçirilen süre kısalmakta. Ben üniversitede eğitim görürken Ramazan ayı Ağustos ayında idi. Sanırım her otuz üç yılda bir olmak üzere Ramazan ayı yıl içindeki döngüsünü tamamlıyor. Bu vesile ile Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Ailenizle ve dostlarınızla dolu dolu bir bayram geçirmenizi diliyorum.

***

Aşkar Dergisi'nin 70. sayısı çıktı. Geçtiğimiz Çarşamba günü derginin bürosunda 70. sayının poşetlemesi yapıldı ve dergi kargolamaya hazır hale geldi. Yolunu gözleyen, yeni sayıyı okumak için sabırsızlanan okurlarımız için 70. sayının bültenini hazırladım ve yeni sayıdan beni etkileyen mısralardan bir seçki hazırladım. Bunu hemen her sayı yapıyorum. Aşkar'ın diğer sayılarına ait bültenleri ve mısra seçkilerini blogumun "arşiv" sayfasında bulabilirsiniz.