7 Aralık 2021
4 Aralık 2021
Durum Raporu /altı
2021'de Blog Çalışmalarım
2010 yılından beri blog yazan birisiyim. Burası için çalışkan olduğum dönemler de oldu, tembellik ettiğim dönemler de... Kafamda her zaman bir yazı konusu olmuştur. Bu konu gördüğüm, duyduğum yahut tecrübe ettiğim bir durumdan hareketle gelişir. Bazen kafamda şekillenen konuyu sistemli bir şekilde yazıya aktarırım, bazen ise cümleleri herhangi bir kalıba sokmadan okuyucuya sunarım. Bu bakımdan 2021 yılı aklıma gelen, not aldığım konuları sistemli bir şekilde yazıya aktarıp okura sunduğum bir yıl oldu. Son yıllara göre bu yıl burada daha fazla bulundum.
2021 yılında okurun güzel karşılık verdiği bir yazı dizisine başladım. Aslında günce de diyebilirim. Durum Raporu ismini verdiğim bu yazı dizisinde ekseriyetle not aldığım, hoşuma giden veya paylaşmaya değer bulduğum olayları, durumları bir sohbet havasında okur ile paylaşıyorum. Şimdi olduğu gibi.
17 Kasım 2021
Hayata Yeni Pencereler Açmak
Yıllar geçiyor, zaman ilerliyor. Artık aynaya baktığımız zaman bizi karşılayan görüntü sadece kendimiz olmuyor. Kendimiz ile birlikte ardımızda kalan yılların fotoğrafını da aynada görüyoruz. Geçmiş ismini verdiğimiz bu fotoğraf kimimiz için varlığıyla insana huzur ve gelecek adına yeni ümitler vaat ederken; kimimiz için ise can yakan ve terk edilmesi gereken bir boşluk olarak karşımıza çıkıyor.
Ömrümüz bir bakıma yolculuğun fotoğrafıdır. Nerede, ne zaman başladığı belli olan ama nerede, ne zaman biteceği belli olmayan bir yolculuk... Uyandığımız her yeni gün yaşamımıza farklı pencereler açıyor. Ömür bahçemize açılan bu yeni pencereler, yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz ve yaşayacağımız zamanları daha kıymetli hale getiren bir bilinç oluşturuyor.
İşte anahtar kelimemiz: Bilinç. Geçmişe dönüp bakarken, yaşadığımız zamana şahitlik ederken ve yaşayacak olduğumuz geleceğe ilerlerken; kimliğimizi oluşturan ve bizi biz yapan yapı taşlarımızı yanımızda götürebilmemiz bu bilince bağlıdır. Bu bakımdan bilinç, kişiyi kişi yapan şeydir. Algılarımız ve bilgilerimiz bilincimiz vasıtasıyla zihnimizde kendisine yer bulmaktadır. Biraz önce ifade ettiğim meseleye dönelim. Aynaya baktığımız zaman kendimiz ile birlikte ardımızda kalan yılların fotoğrafını dolu dolu görmek için bu bilince sahip olmamız şarttır.
28 Ekim 2021
Eski Bilgisayar Oyunlarına Dair
Günceli takip eden, günümüzde üretilen şeyler üzerinde kıymet arayan biriyimdir. Örneğin günümüzde yayın hayatını sürdüren dergileri takip eder, yeni çıkan kitaplara göz atar hoşuma gidenleri bir kenara not ederim. Eğlence anlayışımda aşağı yukarı böyledir. Teknoloji, sinema, müzik, edebiyat ve geziler benim eğlence dünyamın önemli parçaları arasındadır. Teknoloji ve eğlence dünyam konusunu biraz açmak isterim. Bilgisayarlar, telefonlar ve hayatı kolaylaştıran diğer cihazlar ilgimi çekmiştir. Her ne kadar günceli takip etsem de ara sıra eskiye dönmeden, mazinin sepya sokaklarında turlamadan da edemiyorum.
İlk bilgisayarım ve ilk telefonum hemen hemen aynı zamana denk gelir. Ortaokulu bitirdiğim yıldı. Artık liseliydim ve lisedeki ilk yılımdı. Evimiz ile gittiğim lise arasında hayli mesafe olunca cep telefonu (Nokia 3220) kullanmak bir ihtiyaç haline gelmişti. Yine o dönemde uzun bir süredir ailemin gündeminde tuttuğum bilgisayar isteğimin mutlu son ile bitmesi de yine o döneme denk gelmişti. Kullandığım ilk bilgisayar, toplama masaüstü bir bilgisayardı. Bu ilk bilgisayarım: 512 MB Ati Radeon Ekran Kartı, 512 MB Ram, Asus Ekran Kartı, Intel Pentium İşlemci, 80 GB Hard Disk, Philips 107 S6 Crt Monitör, A4 Tech Klavye ve Fare ve 2 Adet 5 Watt Hoparlör parçalarından oluşmaktaydı. Bilgisayar ile birlikte bilgisayar oyunlarının varlığından da haberdar olmuştum. Şanslıydım ki bu bilgisayar dönemin şartlarını göz önüne aldığımda ortalamanın üzerinde özelliklere sahipti. Dönemin popüler oyunlarının bir çoğunu çalıştırabilecek donanımsal özelliklere sahipti. Ben de kendimi bir dönem video oyun dünyası içerisinde bulmuştum.
16 Ekim 2021
Hişt! Hişt! Öykü Dergisi Hakkında
Küçürek Hikaye kavramını sekiz yıl önce Ubeydullah'tan duyup, öğrenmiştim. Hikayenin bir alt türü olan Küçürek Hikaye, çok kısa metinlerden oluşmaktadır. Yazar, kısa metinleri oluştururken hikaye hakkında pek ayrıntıya girmez. Tıpkı şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımdan istifade ederek hikayeyi kurgular. Bu kısa hikaye içinde verilmeyen pek çok detay okur tarafından hayal gücü kullanılarak tamamlanır. Ben hikayenin bu alt türünü çok sevdim. Yer yer çok kısa hikayeler yazmaya çalıştım. Bu çalışmalarım sırasında bazen bir düşü, bir fotoğrafı, bir anı yahut bir kelimeyi kullanarak imgesel bir anlatım ile hikayeyi örmeye gayret ettim. Bu gayretlerimin, çalışmalarımın bir ürünü "Siz Gülümseyin" isimli hikayeydi. Bu hikayeyi blogumda Ocak 2015'te yayınlamıştım. İlk yayınladığım tarihin üzerinden yaklaşık yedi yıl geçti.
Aradan geçen uzun zamanın ardından geçtiğimiz günlerde, yayın hayatından tanıştığım bir arkadaşım ile yeniden irtibat haline geçtik. Siz Gülümseyin başlıklı öykümden haberdar olan arkadaşım, bana Hiş! Hişt! Öykü'den söz etti. Mayıs 2020'den beri yayın hayatını sürdüren Hişt! Hişt! Öykü'nün tanıtım bülteninden alıntıladığım şu paragrafı sizlerle paylaşmak istedim.
11 Ekim 2021
Durum Raporu /beş
4 Ekim 2021
Aşkar Dergisi’nin 60. Sayısından Mısra Seçkisi
ben kendime iki adım kala
ilk adımı attım babamdan vazgeçtim
sonraki kaldı önümde
...
olmaz dedim ümit, sana göre değil
dokunmayı sevdiğini bilirler
dokunduğun yerden vururlar seni
Başarısız Taşralı, Ümit Çiçekli
çalışanın uyarıları dinlemeden ve kullanması için verilen kişisel koruyucu ekipmanları yok sayarak çalıştığı. olay günü dalgın olduğu. vinçte asılı yük olduğu halde ve şeritlere rağmen vincin yanından geçtiği
yirmi bir yaşında olduğu. artık yaşamadığı. hiç yaşamadığı.
Kazara, Özgür Ballı