Samiha Ayverdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Samiha Ayverdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Şubat 2022

, , , ,

Samiha Ayverdi'nin Yusufcuk'u Üzerine

Samiha Ayverdi ve Yusufcuk kitabı

Roman, hikaye, deneme, hatırat ve inceleme türlerinde eserler ortaya koyan Samiha Ayverdi'nin şahsından ve eserlerinden haberdar olduktan sonra onu okumaya başlamak için en iyi tercihin Yusufcuk isimli kitabı olduğunu anladım. Eylül 2021'de Yeni Başlangıçlar başlığı altında kitaptan ve müellifinden söz etmiştim. Kitabı yer yer sürdüğüm okumalarla bitirmiş bulundum. Böylece kitabın ardından bende kalanları sizlerle paylaşmak istedim.

Kitabı Kubbealtı Yayınları neşretmiş ve benim temin ettiğim Aralık 2020'de basılan sekizinci baskısı. 159 sayfadan ibaret olan deneme türündeki eser, Samiha Ayverdi'nin ilk verimlerinden diyebiliriz. Eseri okurken Samiha Ayverdi'nin dili kullanma becerisi, lügatindeki zenginliği ve edebi üslubu beni ziyadesiyle etkiledi. Samiha Ayverdi'nin kelimeleri bir araya getirişindeki zarafet, görünenin ardında saklanan görünmeyene koyduğu işaretler kitaptan alınan edebi lezzeti artırıyor.

4 Aralık 2021

, , , , , , , , , , , , , , ,

Durum Raporu /altı

Bugün 1 Aralık 2021. Kasım ayını dün itibariyle yolcu ettik. 2021 yılının bitmesine az bir zaman kaldı.  Durum Raporu'nun altıncı yazısı olan bu yazımda geride bırakmak üzere olduğumuz 2021 yılına dair yaptıklarımı ve yapamadıklarımı paylaşmak istiyorum.  (Yazıya üç gün önce başlamıştım. Fakat  günlük hayatımda biraz yoğunluk yaşadığım için, biraz da tembellik ettiğim için bir kaç satır ile kaldı. Şimdi sözünü ettiğim yıl sonu değerlendirmesine geçebilirim.)

2021'de Blog Çalışmalarım

2010 yılından beri blog yazan birisiyim. Burası için çalışkan olduğum dönemler de oldu, tembellik ettiğim dönemler de... Kafamda her zaman bir yazı konusu olmuştur. Bu konu gördüğüm, duyduğum yahut tecrübe ettiğim bir durumdan hareketle gelişir. Bazen kafamda şekillenen konuyu sistemli bir şekilde yazıya aktarırım, bazen ise cümleleri herhangi bir kalıba sokmadan okuyucuya sunarım. Bu bakımdan 2021 yılı aklıma gelen, not aldığım konuları sistemli bir şekilde yazıya aktarıp okura sunduğum bir yıl oldu. Son yıllara göre bu yıl burada daha fazla bulundum.

2021 yılında okurun güzel karşılık verdiği bir yazı dizisine başladım. Aslında günce de diyebilirim. Durum Raporu ismini verdiğim bu yazı dizisinde ekseriyetle not aldığım, hoşuma giden veya paylaşmaya değer bulduğum olayları, durumları bir sohbet havasında okur ile paylaşıyorum. Şimdi olduğu gibi.

26 Eylül 2021

, , , , ,

Yeni Başlangıçlar

Bizim için Eylül ayı bir takım olayların başlangıcı oldu. Daha öncede bahsettiğim üzere ikamet ettiğim adresime bir buçuk saat uzaklıkta bir yerde çalışıyordum. Gidiş ve geliş sürelerimi hesap edersem günümün yaklaşık üç saatlik kısmı yolda geçiyordu. Bu durum haliyle yorucu oluyordu ve aileme, evime ayırdığım zaman çok kısıtlı oluyordu. Fakat bu durum artık değişti. Artık evime çok daha yakın bir yerde çalışıyorum ve eve giriş saatim üç saat daha erken oldu. Böylece aileme daha fazla zaman ayırabiliyor ve günümü daha verimli değerlendirebiliyorum.

***

Yayınladığım son şiir Senin Derdin Ne,  Aşkar Dergisi’nin 51. sayısındaydı. Temmuz – Ağustos – Eylül 2019 tarihli sayısı… Aradan iki yıldan fazla süre geçti. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım şiirimi geçtiğimiz haftalarda nihayet tamamladım ve derginin 60. sayısı için gönderdim. Benim için oldukça anlamlı bir sayı olacak. 

Samiha Ayverdi’nin Yusufçuk kitabını geçenlerde edindim. Kitabı daha ilk sayfalardan itibaren sevdim. İnsan ve insana dair birçok şey etrafında örülen kısa yazılar var.  Bazı akşamlar günü kapatırken birkaç sayfa okuyoruz.

Bu arada yeniden üniversiteli oldum diyebilirim. Yedi yıl önce mezun olduğum Cumhuriyet Üniversitesi’ne yeniden öğrenci olarak girdim. Yaptığım işle ilgili Tezli Yüksek Lisans programı sınavına girmiştim. Programa kabul edilen ilk yedi kişi arasına girdiğimi öğrendim. Sanırım derslerimiz Cuma günü başlıyor. Yeniden akademik bir ortamda olmak beni heyecanlandırdı. 

5 Ağustos 2021

, ,

Kazanmak ve Yenilmek Üzerine

"Herkes bu meydana bir zafer için gelir, ben ise sâde sana yenilmek için geldim."

Sâmiha Ayverdi, Yusufçuk

Mütefekkir ve mutasavvıf bir yazar: Sâmiha Ayverdi. Roman, hikâye, hatırat, makale ve inceleme türünde eserler veren Ayverdi ile henüz tanışmış değilim. Onun yazın dünyasına henüz girmedim. Onu okuyanların ve eserlerini inceleyenlerin tavsiyesi üzerine Yusufçuk kitabı ile Sâmiha Ayverdi okumaya başlayacağım. Yazımın hemen başında alıntıladığım cümle de Yusufçuk kitabından. Şuan Ursula K. Le Guin'in Yerdeniz Büyücüsü isimli kitabını okuyorum. Okuma hızım yavaş olsa da bir hafta içerisinde kitabı bitirmeyi planlıyorum. Ardından Yusufçuk kitabı ile yola devam edeceğim.

Alıntıladığım cümle için biraz düşünmek ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Cümle içerisinde "meydana çıkmak, zafer elde etmek ve yenilmek" kelimeleri dikkatimi çekti. Meydana gelmek, meydana çıkmak ile kastedilen şeyin dünya sahnesi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bu dünya sahnesinde göründüğü süre boyunca sürekli bir mücadele içerisindeler. Hemen herkes bu süre boyunca kazanmanın, bir zafer elde etmenin yollarını arıyor. Kimileri kendi nazarında bunu başarıyor, kimileri ise yine kendi nazarında bunu başaramıyor. Cümlenin sahibi "ben ise sâde sana yenilmek için geldim." diyor. Peki zafer ve yenilgi kelimeleri bende hangi çağrışımları uyandırdı?