30 Mart 2023

Mensubiyetlerimiz, Mesuliyetlerimiz, Meşguliyetlerimiz

İnsan olmanın neler ile başladığını ve nelerin insan olmak ile noktalandığını idrak etmek, yürüdüğümüz yolu kavileştirecek ve bize sağlam bir zemine ulaşma imkanı verecektir. Olmak ve başlamak. Olmak ve yola çıkmak, o yolu yürümek... Olmanın ne ile mümkün olduğuna gelince, Allah'ın ipine sıkı sıkıya bağlanmak ile ilgisi bulunduğunu düşünüyorum. Olmayı ve başlamayı Allah ile olan irtibatımızın yönü ve derecesi çerçevesinde yorumluyorum. İnanılan değerler, bağlı kalınan inançlar insanların mensubiyetleri hakkında bilgi vermektedir. Bir milletin ferdi olup olmamak ile o milletin inancını taşıyıp taşımamak arasında bir ilişki bulunmaktadır. Mensubiyetini hissettiğimiz, ona bağlı kalmayı ve hizmet etmeyi ödev bildiğimiz milletimiz bizlere çeşitli mesuliyetler yüklemiştir.

Ne ile meşgul isek meşgul olduklarımız tarafından işgal edildiğimizi söyleyebiliriz. Meşguliyetlerimiz, mensubiyetimizi ve mesuliyetimizi unutturuyorsa, birinci sırada tutmamız gerekenlerin üzerini örtüp, bizi plastik gündemler arasında oyalıyorsa, durup düşünmemiz gerekir. Sezai Karakoç'un Diriliş Neslinin Amentüsü kitabında ifade ettiği üzere, artık en büyük savunma savaşımızı içimizde veriyoruz. İçimizde verdiğimiz bu savaşı kazanmanın tek yolu ise yüzümüzü hakikate dönmektir. Karşımıza çıkan yol ayrımlarında yapacağımız tercihlerin dayandığı nokta hakikat olmalıdır. Yaşamımızda aldığımız her karar, yaptığımız her tercih gücünü bu hakikatten almalıdır.

Bu dünyaya gelmekle başlayan hayat yolculuğumuz çeşitli parçalara ayrılmıştır. Bu parçaların her biri birbirini etkilemekte, beklediğimiz durak, bir sonraki durağın neresi olduğu hakkında ipucu vermektedir. Yanlış otobüse binip de doğru hedefe ulaşmayı beklemek mümkün değildir. Akılcı olmak ile akıllı olmak arasında fark vardır. Akleden insan ile aklın yolundan giden insan farklı noktalara ulaşacaktır. Matematiğin pek çok şeyi izah ettiği bu dünyada matematiksel hesapların dışında kalan önemli meseleler de vardır. İsmet Özel'in Taşları Yemek Yasak kitabında şu cümle dikkat çekicidir. 

Akılcılığın vardığı nokta Batı medeniyeti, akıllılığın vardığı yer ise İslâm'dır. Akılcılıkta baskı altına alınmış bir akıllılık, akıllıkta ise disipline sokulmuş bir akılcılık vardır. Akılcılık (rationalism) nesneler arasındaki orantılı bağlar üzerine kurulmuştur. Bu yüzden akılcı bir tutum benimseyen kişi ölçülebilir büyüklükleri esas almak zorundadır. Sayıya, hesaba gelmeyen zenginlikleri anlamak akıllı adamın işidir.

İsmet Özel, Taşları Yemek Yasak

Akıllı insan mensubiyetinin de, mesuliyetinin de, meşguliyetinin de farkında olan insandır. Karşılaştığımız yol ayrımlarında verdiğimiz kararlar bizim ait olduğumuz yeri ortaya koyacaktır. Akıl sahibi olmanın bir gereği de şuur ile hareket etmektir. Şuur, bir şeyin farkında olma halidir. Yılanın zehirli olduğunu anlamak için yılan tarafından sokulmayı beklemek belki akılcı bir davranış olabilir, fakat akıllı bir davranış değildir. Mensubiyetlerimizin, mesuliyetlerimizin ve bizi meşgul eden şeylerin farkına varmanın yolu Allah'ın ipine sıkı sıkıya sarılmaktan geçmektedir.

Paylaş:  

0 Yorum:

Yorum Gönder

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...