7 Mart 2022

Biz Nerenin Miskiniyiz

Bazen duyduğumuz bir şarkıyla, bazen gördüğümüz bir fotoğrafla, bazen de bir film karesiyle kendisini bize tekrar hatırlatan, bakın ben hala buradayım diyen hatıralar vardır. Hatıra ismini verdiğimiz o duyuşun konakladığı yer sadece hafıza mıdır? Kalp ismini verdiğimiz ve bize türlü güzellikleri hissettiren o kutsal mekanın bu hatırlayışlar da hiç mi payı yok? Gelin şimdi sözünü ettiğimiz bu kelimeleri irdeleyelim.

Hatır, hatıra, hatırlayış, hafıza...

Hatır kelimesi dört anlam taşımaktadır.  "Düşünme, akılda tutma" bu kelimenin ilk anlamı. İkinci anlamı ise "gönül, kalp" gibi kelimelerdir. Hatırını incitmemek kelimesini gönül kırmamak, kalp kırmamak anlamında kullanmaktayız. Birine karşı duyduğumuz sevgiyi ve saygıyı ifade etmek için de hatır kelimesine başvururuz. Eskiler ne güzel söylemiş, bir acı kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş. Mesela bir dostumuzun halini, durumunu öğrenmek içinde bu kelimeye müracaat ederiz. Şimdi düşünün bakalım en son kim, ne zaman sizin hatırınızı sormuştu. Peki siz en son siz kimin, ne zaman hatırını sordunuz?

16 Şubat 2022

, , , ,

Samiha Ayverdi'nin Yusufcuk'u Üzerine

Samiha Ayverdi ve Yusufcuk kitabı

Roman, hikaye, deneme, hatırat ve inceleme türlerinde eserler ortaya koyan Samiha Ayverdi'nin şahsından ve eserlerinden haberdar olduktan sonra onu okumaya başlamak için en iyi tercihin Yusufcuk isimli kitabı olduğunu anladım. Eylül 2021'de Yeni Başlangıçlar başlığı altında kitaptan ve müellifinden söz etmiştim. Kitabı yer yer sürdüğüm okumalarla bitirmiş bulundum. Böylece kitabın ardından bende kalanları sizlerle paylaşmak istedim.

Kitabı Kubbealtı Yayınları neşretmiş ve benim temin ettiğim Aralık 2020'de basılan sekizinci baskısı. 159 sayfadan ibaret olan deneme türündeki eser, Samiha Ayverdi'nin ilk verimlerinden diyebiliriz. Eseri okurken Samiha Ayverdi'nin dili kullanma becerisi, lügatindeki zenginliği ve edebi üslubu beni ziyadesiyle etkiledi. Samiha Ayverdi'nin kelimeleri bir araya getirişindeki zarafet, görünenin ardında saklanan görünmeyene koyduğu işaretler kitaptan alınan edebi lezzeti artırıyor.

14 Şubat 2022

Sanki Dün Gibi

Geçtiğimiz hafta birkaç aydır sesini duymadığım bir dostum aradı. Heyecan duyarak telefonunu yanıtladım. Hayatlarımızdan, yaşadıklarımızdan, sevinçlerimizden, canımızı sıkan şeylerden, umut ettiğimiz gelecekten ve tabii şiirden konuştuk. Bir saate yakın süren görüşmemizin önemli bir kısmı şiir üzerineydi. Yeni bir şiir yazdığını ve okumak istediğini söyleyince çok mutlu oldum. Ardından şiir üzerine konuşmalarımız derinleşti. Yürüdüğümüz yolu, yolda dikkatimizi çeken insanları ve olayları, içimizde ve dışımızda kalanları anlattık birbirimize.

Şiir, şairden sürekli ilgi isteyen, kendisi üzerine kafa yorulması, emek verilmesi ve uğraşılması gereken bir alandır. Şairin hayatı şiirin dışındaki olay ve durumlarla dolmaya başladığı zaman şiir şairin elinden kaçmaya başlar. Bu bakımdan şiiri elimizde tutmak istiyorsak başta şiir olmak üzere güzel sanatlar ile meşguliyetimizi artırmak gerekir. Şairin şiir ile olan irtibatı ve teması arttığı sürece verimleri de artacaktır. Bu anlamda şiir, şairin gündeminde daima birinci sırada olmayı ister. Eğer şiirden başkaca unsurlar şairin gündeminde şiirden önce gelirse o zaman şairin ortaya koyduğu verim de düşecektir. Bu bağlamda disiplin edebi bir disiplin içerisinde olmak şarttır.

2 Şubat 2022

, ,

Durum Raporu /sekiz

Yaklaşık iki hafta önce Durum Raporu'nun yedinci yazısında Sivas'a kar yağmamasından yakınıyor ve şehrin su ihtiyacını karşılayan barajın su seviyesinin kritik seviyenin altına inmesinden söz ediyordum. O yazıyı yayına aldığım gece Sivas'a ve yurt geneline lapa lapa kar yağmaya başladı. Yaklaşık iki haftadır bu yağışlar sürüyor. Sokağımızın büyük bir kısmı binalardan dolayı güneş almadığı için buzlarla kaplandı. Birileri bu durumu yetkililere haber vermiş olacak ki gece yarısı belediye ekipleri gelip kar küreme çalışması yaptı. Günlük yaşantımızda kar yağışlarından dolayı çeşitli zorluklar yaşıyor olsak bile bu yağışlar önümüzdeki yaz dönemi için oldukça umut verici oldu.

***

Şu sıralar Klasik Teknoloji üzerine bazı yazılar okuyor, bu konuda hazırlanmış videolar izliyor ve Klasik Teknoloji üzerine paylaşımlar yapan insanları sosyal medyadan takip etmeye, bu konudaki görüşlerini öğrenmeye çalışıyorum. Bu anlamda 2000 - 2010 yılları arasında duyurulan işletim sistemleri üzerine hazırlanan inceleme videolarını izledim. Bu videoları izlerken Neklatek isimli YouTube kanalını bir kenara not ettim. Neklatek ismi aslında bir kısaltmaymış. Kanalın tam ismi: Neo-Klasik Teknoloji.

Okuduğum yazılardan, İzlediğim videolardan ve konuyla ilgilenen insanların görüşlerinden hareketle yine bazı notlar çıkardım. Bu notları da Klasik Teknoloji Üzerine (2) başlığıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.

24 Ocak 2022

Klasik Teknolojiye Dair (1)

Teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin insan yaşamı üzerine yansımalarına dair bir süredir notlar almaktayım. Bu notlar bir yazı hacmine eriştiği böyle bir yazı yazma ve kaydettiğim notları sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum. Aslına bakarsanız yazıya başlarken yazı başlığı "Eski Teknolojiye Dair" idi. Fakat yazı üzerine fikirlerim olgunlaşınca böyle bir başlığın düşündüklerim ile örtüşmeyeceğini hissettim ve "Klasik Teknolojiye Dair" başlığının daha uygun olacağına kanaat getirdim. Öncelikle teknoloji kelimesinin anlam dünyamdaki karşılığı ile başlamak istiyorum. Bana göre teknoloji; insanın ve diğer canlıların yaşamını kolaylaştıran bilimsel uygulamalardır ve bu bilimsel uygulamalar insanlığın ortak bilgi hafızasından doğar.

Amaç: İnsanların ve diğer canlıların yaşamını kolaylaştırmak. İnsan gücünden ve zamandan tasarruf ettirmektir.

Günümüzde her şey hızla değişiyor ve dönüşüyor. Özellikle dünyada yaşanan enerji krizine karşı büyük bir yarış var. Petrol rezervleri azaldığından dolayı bunun yerini yenilenebilir ve sürekliliği olan enerji kaynakları aldı. Enerjinin dönüşümü yasasından faydalanmaya başladık. Düşünüyorum da acaba dünyada petrole ulaşma konusunda böylesi bir kriz yaşanmasaydı, acaba çevre dostu enerji kaynaklarına yine yönelim olur muydu? Bana sorarsanız yenilenebilir enerji kaynaklarına bu yönelim doğayı düşündüğümüz için değil. Petrole ulaşma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığımız ve dünyadaki petrol rezervleri hızla bittiği için böyle bir yönelim içindeyiz.

Klasik teknoloji olarak ifade etmeye çalıştığım meseleyi bir kaç konu başlığı altında sunmaya çalışacağım.

19 Ocak 2022

, , , , , , , , , , ,

Aşkar Dergisi’nin 61. Sayısından Mısra Seçkisi

tüm demirler elbet bir gün paslanır
kendini bırakınca yeşillenir su
yorulunca küflenir ekmek
...
derdimi derdim sana
ben seni çok yoruldum sen bilmiyorsun bunu

Bulma, Özgür Ballı
Nenem çiçek gibi kokardı bunu da anlatamam
Soluğu vardı soluğunun üzerinde üç tane yarımdan dua
Böylece yalnızlığa bakarak tamamladı ömrünü
En çok babasızlığını dikerek fistanına

Nenem Bir Çiçek, İrfan Dağ
Yalnız otlar mı kurur yaz artınca sıcakta
Pelte bir et parçasıdır kafeste gönül
O da kurur.

Yüksekten Korkan Güvercin, Yavuz Altunışık
,

Aşkar Dergisi'nin 61. Sayısı Çıktı

Aşkar 61
Üç aylık yayın periyodu ile okuruna ulaşan Aşkar Dergisi'nin Ocak - Şubat - Mart 2022 tarihli 61. sayısı çıktı. Şiir, Öykü, Söyleşi, Taarruzname, 10 Pasaj 1 Baraj, Mesûliyet Meselesi ve Küçürek Sözlük olmak üzere altı bölümden müteşekkil olan Aşkar'ın bu sayısı Özgür Ballı'nın Bulma başlıklı şiiriyle başlıyor. Özgür Ballı, İrfan Dağ, Yavuz Altınışık, Cengizhan Konuş, Yunus Emre Altuntaş, Murat Özel, Faysal Soysal, Ali Cahit Yılmaz, Süreyya Altunkara, Abdurrahman Akpınar, Şahin Parlak, Hasan Hüseyin Çaçan, Hayati Okur ve Volkan Kaleli bu sayının şairleri arasında.

Derginin öykü bölümünde ise bizi dört öykü karşılıyor. Ali Işık, Hasan Osman Çağdağ, Örsan Gürkan ve Ümit Polat öykü bölümüne katkıda bulunan isimler. Bu sayının söyleşisinde Aziz Mahmut Öncel'in sorularını Mustafa Melih Erdoğan yanıtlıyor. Mustafa Melih Erdoğan'ın ikinci şiir kitabı "Bir Büyük Kırmızı" üzerine gerçekleşen söyleşide yeni anlatımcı şiir, Türk müziği ve dijitalleşme üzerine konuşulan başlıklar arasında.