25 Temmuz 2023

, , , , , , , , , , ,

Aşkar Dergisi'nin 67. Sayısından Mısra Seçkisi

İmdi aziz 
Ekmek suya düşmüş ve kumlara belenmişken 
Onu yutmadan nasıl temizleyebiliriz 
Bütün bu olanlara bir sözümüz varken mi geldik 
Eğer zehri ve şifayı ayırabilsek 
İyi bir mantartopları olabilirdik  

Mustafa Melih Erdoğan, Ummamayı Um Umma
oyun kötü olsa da hep ayakta alkışlıyorlar 
aman başımızdan eksik etmesin allah 
adamını buldun mu yaşamak ne kolay 
sadece adını soruyorlar mülakatlarda

Özgür Ballı, Sekans
Zordur ortancalar, aşk zor 
Yaşamak ondan da zor 
Dünya varmış, dünya yokmuş 
Dünyanın bin bir türlü halinin 
Binbir incisi bu muymuş?

Murat Özel, Failed State, Pirus Zaferi ve Bir Ayrılık, Bir Yoksulluk, Bir Ölüm
,

Aşkar Dergisi'nin 67. Sayısı Çıktı

 

Aşkar 67

Üç aylık yayın periyodu ile okuruna ulaşan Aşkar Dergisi'nin Temmuz - Haziran - Eylül 2023 tarihli 67. sayısı çıktı. Şiir, Öykü, Söyleşi, Poligon, 10 Pasaj 1 Baraj, Taarruzname, Mesuliyet Meselesi ve Kitap olmak üzere sekiz bölümden müteşekkil olan Aşkar'ın bu sayısı Mustafa Melih Erdoğan'ın "Ummamayı Um Umma" başlık şiiri ile başlıyor. Mustafa Melih Erdoğan, Özgür Ballı, Murat Özel, Osman Nuri Tolar, Yavuz Altınışık, Muhammed Sarı, Yunus Emre Altuntaş, Süreyya Altunkara, Ümit Çiçekli, Ahmet Emerce, Nafiye Yüksel,Sevde Yaşar Çimen, Hasan Bazı, Doğanay Dağlar, M. Emirhan Onhan, Taha Tayyip Karaaslan ve Bilal Çağlar bu sayının şairleri arasında.

Derginin öykü bölümünde ise üç öykü bizi karşılıyor. Örsan Gürkan, Mustafa Bilgücü ve Ahmet Ergin öykü bölümüne katkıda bulunan isimler. Bu sayıda Aşkar Dergisi'nin sorularını yanıtlayan isimler Kemal S. Sayar ve Süreyya Altunkara. Kemal S. Sayar'ın "Gelin Cadı Yakalım" kitabı üzerine ve Süreyya Altunkara'nın "Bütün Olasılıklar Mümkündür Saadet Başka Bir Şey" kitabı üzerine gerçekleştirilen söyleşilerde şairlerin şiir serüvenlerine tanıklık edeceğiz.

22 Temmuz 2023

Durum Raporu /yirmibeş

(Durum Raporu dizisinin 25. bölümünü yazmaya başladığımda 21 Haziran'dı. Şimdi 22 Temmuz oldu. Yaklaşık bir aydır tamamlanmayı ve yayına girmeyi bekleyen bir bölüm oldu. Yazının devamında bu süreçte olup bitenlerden kısaca söz etmek istiyorum.)

Geçtiğimiz Cuma günü (19 Haziran) öğrencilerimiz karne sevincini yaşadı. Böylece onlar ve öğretmenler için yaz tatili başlamış oldu. Haziranlar bu yönüyle yeni heyecanların, yeni mutlulukların ve yeni başlangıçların mevsimi olmuştur. Umarım yeni eğitim - öğretim yılında daha iyi, daha güzel, daha mutlu ve umutlu başlangıçlar yaparız. Son yıllarda millet olarak çeşitli sıkıntılar, problemler ve felaketler ile mücadele etmek zorunda kaldık. Umarım önümüzdeki dönem bu türlü felaketlerle, sıkıntılarla yüz yüze gelmeyiz.  Önümüzde Kurban Bayramı var. Bu bayram tatilini 9 gün yaşayacağız. Bu bayramı Sivas'ta idrak edeceğiz. Herhangi bir tatil planımız bu yıl yok. Bunun yanında bu yaz mesleki anlamda yeni başlangıçlar yapabilirim. Zaman neyi gösterecek, bakalım. 

Aşkar Dergisi'nin 67. sayısı ve Serazat Edebiyat'ın 5. sayısı okuru ile buluşmaya hazırlanıyor. Demiştim. Serazat Edebiyat değil ama Aşkar Dergisi 67. sayısı ile okuru ile buluştu. Önümüzdeki günlerde 67. sayısının tanıtım bültenini blogumda paylaşacağım ve bir seri haline getirdiğim mısra seçkilerimi de 67. sayısı için hazırlayıp yayınlayacağım.

15 Haziran 2023

, , ,

Osman Hasdemir ile Yüksüz Göç Şarkısı Üzerine

Osman Hasdemir ve Yüksüz Göç Şarkısı kitabı

1) Merhaba Osman. Öncelikle "Yüksüz Göç Şarkısı" için tebrik ederim. Uzun süredir çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlanan şiirlerini takip etmekteyim. Dergi sayfalarından şahit olduğum şiir yolculuğunda her yeni şiirinde kendini yenileyen ve gelişen bir Osman Hasdemir ile karşılaştım. Yüksüz Göç Şarkısı'ndaki bazı şiirlerini birkaç kez okudum. İlk sorum kitabının isminden hareket ile olacak. Yüksüz Göç Şarkısı' nın anlam dünyandaki yerini merak ediyorum. Göç nedir, göçen kimdir, göç nereyedir ve bu göç neden yüksüzdür?

2 Haziran 2023

Yorulunca Söylenen

Bir şiirin peşine düşmek zor. Sadece ona ayrılmış bir zaman istiyor. Sadece şiiri ve şiire bağlı hususiyetleri düşünecek bir alan... Bu zamanı da bu alanı da bulmak güç. Şimdilik böyle. Bir kenara not ettiğim mısralar üzerinde çalışılmayı bekliyor. Şiir kendisine yaklaşmamızı ve onu kurcalamamızı istiyor. Şiir muhatabına karşı bu türlü bir beklenti ve istek içindeyken ona istediğini vermek, küstürmemek gerekiyor. Hayatımın belli dönemlerinde bu bağlamda bir birikme hali yaşıyorum. Öyle, çoğu zaman şiirin hayattan beslenen tarafları var. Mesele, olup bitenlere karşı şiirin istediği pencereden bakabilmek... Bunun için o ruhu kaybetmemek gerekir. Nasıl bir ruh? Yolun ortasındaki taşa karşı kayıtsız kalmayan, onu kenara çekmesini bilen bir ruh. Yirmi dört saatlik gündemlerden, konulardan kaçarak bir çiçeğin üzerinde taşıdığı güzelliğe sığınan bir ruh. Yorulduğumuzda yanında soluklandığımız, tazelendiğimiz, yeniden diyebilecek gücü hissettiğimiz sevgilinin kıymetini bilen bir ruh.

1 Haziran 2023

, ,

Durum Raporu /yirmidört

Bazen bazı anları daha önce yaşadığımı hissederim. Farklı bir duyuş yaşarım. Buna  Fransızlar "déjà vu" diyor. Yani yaşanmış bir olayı daha önceden yaşamış olma veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu. Bu duyguyu son zamanlarda daha sık hisseder, yaşar oldum. Neden böyle hissettiğimin sebebini bilemiyorum. Belki de ülkemizdeki yoğun gündemin hislerimize, duygularımıza etkisi olabilir. Bu durumun geçerli bir sebebi olmalı dedim ve biraz araştırdım. Edindiğim bilgiye göre beynin yorgunluk halinde bu türlü durumlar yaşanabiliyormuş. Örneğin karşılaşılan görüntüler veya sesler karşısında beyin ilk başta karşılaşılan durumu algılamayıp kısa bir an sonra durumun farkına vardığında bu hissi yaşayabiliyormuş.

Çevremizde o kadar çok uyarıcı ve mesaj var ki... Bu uyarıcı ve mesajların -bana göre- büyük bir bölümü işimize yarayan türden değil. Hâl böyle olunca zihnimiz yer yer işgal altında kalabiliyor. Bu konuda Kemal Sayar'ın Timaş Yayınları'ndan çıkan "Yavaşla" isimli kitabından bir pasaj aktarmak istiyorum.

Herkes reklam dünyasından gelen baskılara bir cevap verme ihtiyacı içinde. Küreselleşme ve ekonomik akılcılık çağında, pek azımız kendisini emniyette hissediyor. Cüzdanımızda daha fazla para var; ama alınması gereken daha çok şey ve bütün bunları kazanmak için harcanması gereken daha fazla mesai de var. Başarımızın göstergesi, sahip olduklarımız ve hayatın öncelikli gündemi ekonomik mücadele olduğunda, anne babalık da iş hayatındaki sert ve rekabetçi üsluba bürünüyor. 

Kemal Sayar, Yavaşla

30 Mayıs 2023

, , , , , ,

Feridüddin Attâr’ın “Mantık’ut-Tayr” Manzumundan Hareketle Ömer Kavur’un “Gizli Yüz” Filmi Üzerine Bir Değerlendirme

Mantık'ut Tayr kitabı ve Gizli Yüz filmi

Sinema izleyicisi ile buluşan her film kolektif bir çabanın ürünüdür. Filmin çekim sürecinde ortaya konulan emeği bir amaç etrafında buluşturan ve yönlendiren kişi yönetmendir. Yönetmen kavramı Fransızların “metteur en scene” olarak ifade ettiği “sahneye aktaran yönetmen” ve  “auteur” olarak ifade ettiği “yaratıcı yönetmen” olmak üzere iki  sınıfa ayrılabilir. Türk sinemasında Reha Erdem, Yeşim Ustaoğlu, Semih Kaplanoğlu, Derviş Zaim, Nuri Bilge Ceylan, Metin Erksan ve Zeki Demirkubuz gibi isimler bu sınıflamada yaratıcı yönetmen sınıfında değerlendirilmektedir. Yine bu isimler arasında zikredilen Ömer Kavur ise kendine özgü sanat anlayışı ve yorumlayışı ile çağdaşı olan yönetmenlerden ayrılmaktadır. Kavur’un filmleri temasal boyutlar bağlamında değerlendirildiğinde filmlerinin benzer tematik özelliklere sahip olduğu gözlenecektir. Filmlerde gözlenen bu özellikler “bir Ömer Kavur filmi” etiketinin oluşmasını katkı sağlamıştır. Yapımcının “bir Ömer Kavur filmi” olarak takdim ettiği filmlerden birisi de “Gizli Yüz” filmidir.