20 Ağustos 2024

, , , , , , , ,

Serazat Edebiyat'ın 7. Sayısından Mısra Seçkisi

ne vakit salınıp geçse şûh rüzgar ince bilek
kirli bir çamaşır kemirip duruyor mandalı
ara sıra değil, mutâd uğruyor artık efkâr
kör bıldırcın nasıl biliyor konacağı dalı

Nadir Aşçı, Kör Bıldırcın
çölün sırrıdır kuma gömülmek
dönmeye niyet etsem
bir mâni olmalı gemiyi yakmak için

Mehmet Şamil, Dervişin Son Ölümü
uzağa gitmeye başladıysa taşparmaklar
anlamlarını soğutuyor defterlerde çizgiler
sözcüklerim bir şemsiye oluyor sana
yazıldıkça tarih, kalbin miladını başlatıyor.

Zeki Altın, Ters Şerit
, , , , , , , , , , ,

Aşkar Dergisi'nin 71. Sayısından Mısra Seçkisi

beni yendiniz ama size diz çökmedim
beni yendiniz ve dizlerimden aşağısı
dünya savaşlardan dönmektedir yorgun
dünya güzdür uzakta yaz neşesi

Özgür Ballı, Güz Dünya
Bir Yahudisin şimdi gün be gün büyüyen
Ama her yahudi gibi kaçmaktasın kendinden
Her yok ettiğini durmadan kendine dönüştürerek
Vardın bu kanlı tahta sen

Faysal Soysal, Filistinli Olmamak ya da Of Not Being A Jew'e Bir Nazire
aslımı bulmak içindir çektiğim bunca yol
bu vazgeçilmez zikrim sulandı tüm gövdemde
bana bakan kimi gördü merak ederim
aslım gölgemden öte mi, gölgem kimseyi serinletti mi?

Çağrı Subaşı, Terazinin Şaşmaz Durağı

12 Ağustos 2024

,

Serazat Edebiyat'ın 7. Sayısı Çıktı

Serazat Edebiyat, Sayı 7

Serazat Edebiyat'ın Temmuz - Ağustos - Eylül 2024 tarihli 7. sayısı çıktı. Şiir, öykü, söyleşi, gezi yazısı, inceleme, filiz ve sanat olmak üzere yedi bölümden müteşekkil olan Serazat'ın bu sayısı Hüseyin Kılıç'ın "Yalancı" başlıklı öyküsü ile başlıyor. Hüseyin Kılıç, Tuğçe Öcal, Ubeydullah Öz, Sevda Altınkaya, Mehmet Ali Güneş, Gül Sema Yılmaz ve Mete Almalı öykü bölümünde okuyacağımız yazarlar arasında.

5 Ağustos 2024

Durum Raporu /otuzbeş

Geçen yaz bu zamanlar kaleme aldığım ve Aşkar Dergisi'nin 66. sayısında yayınlanan bir yazımı hatırladım.  "Feridüddin Attâr’ın “Mantık’ut-Tayr” Manzumundan Hareketle Ömer Kavur’un “Gizli Yüz” Filmi Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı yazımda "arayış" kavramı üzerine çeşitli yorumlarım olmuştu. Bu yorumlamalarımdan birisi şöyleydi.

İnsanoğlunun yaşamı bir şeyleri kabul etmek ile bir şeyleri reddetmek arasında olup bitenlerin toplamı olarak görülebilir. Yaşam yolculuğunda içine girdiğimiz ve içinden çıktığımız durumlar bizi belirli tercihler yapmaya mecbur bırakmıştır. Bütün bunlar, olup biten her şey bir arayışın yansıması olarak değerlendirilebilir.

Aramak, arayış halinde bulunmak yolda olmak ile ilişkilidir. Diğer bir ifade ile aramanın gereği yolda olmaktır diyebiliriz. Yolda olmak bizi çeşitli durumlar arasında tercihler yapmaya sürükler. Yaptığımız bu tercihler, aldığımız bu kararlar bazen gönlümüzün ve kalbimizin dileğiyle gerçekleşir. Bazen de bu tercihlere ve kararlara kendimizi icbar edilmiş hissederiz. Bu duruma yaşamın bir özeti olarak bakılabilir. İnsan bütün bir yaşamı boyunca eve dönmek, ait olduğu yere ulaşmak için çaba harcar, bunun için çeşitli yollardan geçer.

31 Temmuz 2024

, , ,

Yapay Zekâ Bağlamında Sanatçı ve Sanat Eseri

İnsanın yaratıcı ve yenilikçi düşünceleri, bu düşünceleri ifade ediş biçimi doğrudan sanatla temas halindedir. Sanat ve sanatçı hayatın diğer alanlarına kapı açmış, dünyaya farklı bakış açılarından bakabilmeyi olanaklı kılmıştır. Sanatçı ile çevresi arasında çok yönlü bir ilişki vardır. Bu çerçevede sanatçı hem içinde yaşadığı çevreyi etkilemekte hem de söz konusu çevreden etkilenmektedir. Ortaya çıkan sanat eserlerinde de söz konusu ilişkilere ait çeşitli izlere rastlamak mümkündür.  Sanat bu yönü ile değerlendirildiğinde bireyin yaşantısının, eşya ve hadiseleri yorumlayışının ve bilişsel-duyuşsal özelliklerinin eyleme dönük hâli olarak yorumlanabilir. Sanatı ortaya koyan sanatçı ise yaptığı, fiile döktüğü herşeyiyle yeniden oluşturan ve gerçekliği yerinden edip kendi gerçekliğini ikame edebilen kişidir. 

Buraya kadar sanatın ve sanatçının hayatın içinde olan taraflarını ele aldım. Dünü, bugünü ve yarını etkileyen yönlerine kısaca temas ettim. Çünkü uygarlığın tekâmül etmesi ile sanatın ve sanatçının kemâlatı arasında doğrudan bir ilişkinin söz konusu olduğu ifade edilebilir. Sanatçının bir takım üstün özellikleri onun ortaya çıkardığı eserlerde görülebilir. Uygarlığın seyir çizgisi kontrol edildiğinde bir çok önemli atılımın önünde veya arkasında buna benzer durumlar görülecektir.

9 Temmuz 2024

,

Aşkar Dergisi'nin 71. Sayısı Çıktı

Aşkar Dergisi, Sayı 71

Üç aylık yayın periyodu ile okuruna ulaşan Aşkar Dergi'nin Temmuz - Ağustos - Eylül 2024 tarihli 71. sayısı yayınlandı. Şiir, öykü, söyleşi, poligon ve taarruzname olmak üzere beş bölümden müteşekkil olan Aşkar'ın bu sayısı Özgür Ballı'nın "Güz Dünya" başlıklı şiiri ile başlıyor. Özgür Ballı, Faysal Soysal, Çağrı Subaşı, Taner Sarıtaş, Ümit Çiçekli, Ali Cahit Yılmaz, Muammer Yavaş, Yunus Emre Altuntaş, Osman Nuri Tolar, Süreyya Altunkara, Semih Samyürek, Nafiye Yüksel, Semiha Nur Mıhçıoğlu, Sevde Yaşar Çimen, Kerim Ağaç, İbrahim Aşkar ve Eyüp Aktuğ bu sayının şairleri arasında.

4 Haziran 2024

Durum Raporu /otuzdört

Beni tanıyanlar yahut yazılarımı takip edenler en sevdiğim mevsimin yaz mevsimi olduğunu, özellikle Haziran ayını pek sevdiğimi tahmin edecektir. Durum Raporu dizimin otuz dördüncüsü olan bu yazı "yaz mevsimine merhaba yazısı" olarak değerlendirilebilir. Bundan iki yıl önce (Mayıs 2022) "Uzak Haziranlar" başlıklı bir deneme yazmıştım. Yine blogum vasıtasıyla bu denemeyi sizlerle paylaşmıştım. O yazıya ilham olan duyguları ve yazı başlığını Necati Cumalı'nın "Uzak Haziran" isimli şiirinden edinmiştim. Bugün aynı şiiri tekrar okudum. Şiiri bu yıl okuyuşumda daha farklı duygular taşıdığımı hissettim. O yıl Haziranları "uzak haziranlar" olarak nitelemiştim. Bu yıl Haziranları (eşimin tabiriyle) "yakın haziranlar" olarak niteleyebiliriz.

Bizim için yaz mevsimi bir yönüyle de piknik demek. Sezonu açtık. Yaşadığımız şehir pikniği ve mangalı seven insanlarla dolu. Haliyle mesire alanlarında boş masa bulmak çok zor. Ya güne çok erken başlayıp bir an önce piknik yapılacak alana hareket etmek durumunda olacağız. Yahut piknik masamızı ve sandalyelerimizi yanımızda götürüp bir ağaç gölgesi arayacağız. Biz ikincisini tercih ettik hep. 2021 yılının sonbaharında temin ettiğimiz piknik masası ve sandalyesi takımı işimizi çok kolaylaştırıyor. Bunun yanında 9 metrekarelik bir kilimimizde mevcut. Çocuklar bazen kilimin üzerinde, bazen çimlerin üzerinde... Toprak ile temas etmek, ağaçlarla - çiçeklerle - kuşlarla temas etmek bizi dinlendiriyor, yorgunluğumuzu unutturuyor.