- Kilosu iki lira değil mi?- Üç lira abi, tartayım mı?- Ne diyorsun, üç lira mı oldu?- Aralık ayındayız abi. Zam geldi haliyle.- Bir buçuk kilo domates tart bakalım. Yarım kilo da yeşil biber olsun.- Hemen abi. Başka bir isteğin var mı?- Bir baş da soğan koy. Ne kadar tutuyor?- Altı buçuk lira abi.
Aralık ayındayız ve havalar hayli soğudu. Dört, beş kat giyiyoruz hasta olmamak için. Günümün neredeyse yarısını dışarıda geçiren benim için zorlayıcı oluyor. Fakat her şey bir yana, benim isyan ettiğim şey başka. Gözlük camlarıma isyan ediyorum ben. Eşyanın tabiatı gereğince, soğuk bir ortamdan sıcak bir ortama girdiğimde gözlük camlarım buğulanıyor ve bu buğulanmanın geçmesini bekliyorum. Yahut gömleğimin ucu ile camlardaki buğuyu alıyorum ve bu durumdan sıkıldım. Bunun dışında herhangi bir sıkıntım yok gibi. Her şeye zam geldi sayılır. Domates iki liradan, üç liraya çıktı. Yaptığımız menemen partilerine karşı enflasyon partisi atağa kalktı.
Karanfil Fanzin'in 17. sayısı Türkiye'yi dolaşmaya devam ediyor. İstanbul ve Ankara'dan sonra İzmir'e de ulaştı. Dağıtımı sağlayan ise Karanfil'in okurları. Bu mutluluk verici. Hiçbir zorunlulukları olmadığı halde, sahiplenmeleri ve elden ele ulaştırmaları bizi hep mutlu etti ve etmeye devam edecek. Şu sıralar Necip Fazıl ile ilgili bir kitap okuması yapıyorum. Zeytinburnu Belediyesi'nin düzenlemiş olduğu bir Necip Fazıl Sempozyumu vardı. O sempozyuma katkıda bulunan şair ve yazarların konuşma metinleri bir araya getirelerek kitaplaştırılmış ve Necip Fazıl ile ilgili çok hoş bir eser ortaya çıkmış. Şimdilik bu kadar, görüşmek üzere. İyilikle kalın.