Korku türünde roman veya film seven birisi değilim. Yani şu bilindik şeyler işte... Yüksek çığlık sesleri, her tarafa sıçrayan kan görüntüleri falan filan. Fakat iyi bir gerilim filmi çıkarsa karşıma tekrar ve tekrar izlerim. Arşivime eklerim. Stephen King ismini duymayan yoktur sanırım. Roman yazarı. Yazdığı eserler bir çok filmin temelini oluşturmuş. Şimdi filmimize geçelim. Filmin adı, Stephen King'in aynı isimli romanından almakta: MISERY. Gariptir ki, Misery romanı Türkçe'ye "Sadist" ismi ile tercüme edilirken Misery filmi ise "Ölüm Kitabı" olarak tercüme edilmiş. Ben anlam veremedim. Misery olarak kalsa daha iyi olurdu bence.
Şimdi, çok şöhretli bir roman yazarı olduğunuzu düşünün. Yazdığınız kitaplar dünyanın bir çok ülkesinde en çok satanlar listesinde yer almakta. Haliyle böyle bir durumda, hayli kalabalık bir okur ve hayran kitleniz olacaktır. Bütün bunlara rağmen, bu büyük şöhrete rağmen, ayaklarınız yere sağlam basıyor ve yeni eserler vermekle günlerinizi geçiriyorsunuz. Eski bir daktilo ve biraz yalnızlık. Nihayet oluşturduğunuz seri romanın son halkasını da yazdınız. Kendinize küçük bir kutlama yapabilirsiniz değil mi?
Şimdi, çok şöhretli bir roman yazarı olduğunuzu düşünün. Yazdığınız kitaplar dünyanın bir çok ülkesinde en çok satanlar listesinde yer almakta. Haliyle böyle bir durumda, hayli kalabalık bir okur ve hayran kitleniz olacaktır. Bütün bunlara rağmen, bu büyük şöhrete rağmen, ayaklarınız yere sağlam basıyor ve yeni eserler vermekle günlerinizi geçiriyorsunuz. Eski bir daktilo ve biraz yalnızlık. Nihayet oluşturduğunuz seri romanın son halkasını da yazdınız. Kendinize küçük bir kutlama yapabilirsiniz değil mi?