Georg Büchner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Georg Büchner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ekim 2022

, , , , ,

Franz Woyzeck ve Rodion Romanoviç Raskolnikov Karakterlerinin Anti-Kahraman İmajları Üzerine Bir Değerlendirme

"Woyzeck" ve "Suç ve Ceza" kitapları

Georg Büchner, modern Alman tiyatrosunun çok şey borçlu olduğu bir oyun yazarı. Büchner, iktidar, güç ve birey arasındaki ilişkiyi aydınlanma düşüncesi bağlamında Woyzeck oyununda ele almıştır. 19. yüzyılda romantizm ve idealizmin etkilerinin yoğun olarak hissedildiği Almanya’da modern insanın problemlerini çarpıcı bir dille eserine aktaran Büchner’in kurgusal evreninde modern insan “şey ve özne” arasında bir yerdedir. Bu dönemde aydınlanma düşüncesi ile materyalizm ve pozitivizm yükselmiş, insan zincire vurulmuş olsa bile fikirleriyle hür kalabildiği anlaşılmıştır. Fakat Büchner eserlerinde insanın hür iradesinin elinden alındığını ifade etmektedir. Bu doğrultuda Woyzeck oyununu değerli kılan, onu Alman romantizminin ve idealizminin dışında değerlendirmemizi sağlayan belki de en önemli unsur insanı tüm çıplaklığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır. Şara Sayın “Devrimci Dram Yazarı Georg Büchner s. 121” kitabında yazarın bu yönünü şu cümlelerle ifade etmektedir. “Zincire vurulmuş olsa bile hürdür insan diyen Schiller’in aksine, Büchner insanı fatalizmin ve determinizmin esiri olarak görür. İpleri bilinmeyen güçlerin elinde birer kukla olan Büchner’in insanlarının ‘Ben’leri, kişilikleri yoktur.” Şara Sayın’ın ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Büchner’in yazın dünyasında ‘ben’ler, kişilikler ve ‘kurtarıcı’ kahramanlar yerine ‘karşı-kahraman’ diğer bir deyişle ‘anti-kahraman’ insanlar yer almaktadır. Woyzeck’in başkarakteri olan Franz Woyzeck, bu anlamda edebiyatta anti-kahraman imaja örnek teşkil eden ilk karakterlerden birisidir. 

14 Ağustos 2022

, , , ,

Durum Raporu /onbeş

Bu yaz tatilinde tatil yapmak üzere herhangi bir yere gidemedik. Önümüzdeki yıl dört - beş gün olmak üzere Mersin tarafına gitmeyi planlıyoruz. Durum Raporu /iki başlıklı yazımda Muğla gezimizden, ilgimi çeken yerlerden ve tatilin bizde bıraktıklarından söz etmiştim. Akdeniz'e doğru bir seyahatimiz olursa, onu da bir başka "Durum Raporu" yazısında sizlerle paylaşacağım. Şu sıralar gündüz saatlerinde Sivas'ta hava durumu çok sıcak. Ne evin içerisinde ne de dışarıda serinleme imkanı var. Ancak akşam saatlerine ulaşınca serinliğe kavuşabiliyoruz. Ne tuhaf değil mi, kış aylarında bu şehrin soğuğundan şikayet ederken, yaz aylarında ise sıcakların bunaltıcılığından yakınıyoruz. İşte insanoğlu, şartlardan memnun olması biraz zor... 

Blogumun "Kitap İncelemesi" kategorisi altında okuduğum kitaplara dair düşüncelerimi paylaşıyorum. Şu sıralar bu kategoride daha sık yazmaya başladım. Telefon, tablet veya bilgisayar üzerinden de olsa okumalarımı artırdım. En son John Steinbeck'in Yukarı Mahalle kitabı üzerine yazmıştım. Daha öncesinde ise Georg Büchner'in Woyzeck isimli tiyatro oyununu okuduğumu şu yazımda ifade etmiştim. Woyzeck oyunu üzerine düşüncelerimi derinleştirdim. Georg Büchner'i tanımak ve anlamak üzere yazılmış çeşitli metinlere ulaştım. Daha sonra bende bu konuda bir yazı yazma fikri doğdu. Georg Büchner'in Franz Woyzeck karakteri ile Fyodor Dostoyevski'nin Rodion Ramonoviç Raskolnikov karakterini bir arada değerlendirmek istedim. Önümüzdeki haftalarda bu yazımı sizlerle paylaşacağım.

22 Temmuz 2022

, , , , , , , ,

Durum Raporu /ondört

Woyzeck piyesi ve uyarlaması olan filmden bir sahne

Ömer Lütfi Mete'nin çok sevdiğimiz bir şiiri var. Şiirin adı Gülce. Gülce, şairin kitabına da ismini veren bir şiir. Eskiden beri hayranlık duyarak okuduğum bir şiirdi. Eşim de bu şiiri çok sever. Rahmetli şair Ömer Lütfi Mete'nin bu şiirinden mülhem, geçen ayın sonunda dünyaya gelen kızımıza Gülce ismini verdik. Onun dünyaya gelişiyle birlikte hayatımızda bir çok şey değişti. En temelde öncelikler değişti. Sorumluluk alanlarımız genişledi. Yorucu ama gün sonunda mutlu bir koşuşturmanın içerisinde bulduk kendimizi.  Kendi adıma bu duruma uyum sağlamaya çalışıyorum. Bu süreçte fırsat bulabildiğim vakitlerde okumaya ve okuduklarımdan bende kalanları bir kenara not etmeye gayret ettim. Birazdan sözünü ettiğim bu notlarımı sizlerle paylaşacağım. Üniversitede Fen Bilimleri üzerine lisans eğitimimi alırken dikkatimi çeken kitaplardan birisi de "Madde ve Kuvvet" kitabıydı. Materyalist felsefeci Louis Büchner'in önemli eserlerinden birisi olan bu kitabı yıllar sonra yeniden kısım kısım okuma fırsatı buldum.