Şiir üzerine konuşmak, şiirin anlam dünyamdaki yerini ifade etmek istiyorum. Şiiri anlatmak, anlamak ve anlamlandırmak üzerine işlevsel bir araç olarak düşünebiliriz. Fakat onu sadece bir anlatı aracı olarak düşünmek, şiiri ve şiire bağlı her şeyi bağlamından uzaklaştırabilir.
Şiir, dilin sanatsal kullanımıdır. Şiiri, mevcut anlamın ötesinde bir estetik arayışı ve dilin sınırlarını zorlayan bir ifade biçimi olarak değerlendirebiliriz. Şiir ile ifade edilen duygu ve düşünce, çoğu zaman gerçeği olduğu gibi yansıtmaz.
Şiir gerçeği dönüştürür, yeni bir biçime sokar ve böylece şiirde ifade edilen duygu ve düşünce için anlam dünyası derinleşmiş, zenginleşmiş olur. Bu noktadan hareketle şair ve şiir arasındaki ilişkiden söz etmek isterim. Şiirin sağlamlığı bu ilişkinin sağlamlığı ile ilişkilidir.
Şiirde anlamın kurucusu şairdir. Okurdan önce anlamın temel zeminini ve istikametini şair hazırlar. Şair dilin herkesçe malum sınırlarının dışına çıkarak, imgeler, metaforlar ve çeşitli çağrışımlar aracılığıyla yeni bir anlam alanı oluşturur.
Şair şiirini yazarken sadece bireysel deneyimlerinden, duygu ve düşüncelerinden destek almaz. Yaşadığı toplum onun kimliğini ortaya koymasında etkili olmuştur. Şair şiir bilincini etkileyen pek çok etken bulunmaktadır. Dolayısıyla toplumsal çevre şiir bilincinde etkilidir.
Şair ve şiir arasındaki ilişkiden doğan bir başka ilişki ise şiirin okuruyla, dolayısıyla şairin okuruyla olan ilişkisidir. Şair ve okur arasında bir alışveriş söz konusudur. Bu alışveriş bir anlam alışverişidir.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...