17 Ağustos 2021

,

Durum Raporu /dört

İnsan doğduğu yerde mi yoksa doyduğu yerde mi mutludur? Ben bu soruyu şöyle cevaplıyorum. Doğduğum yerde de doyduğum yerde de çok mutluyum. Uzun yıllardır Sivas'ta yaşıyorum ve bu şehir bana çok şey kattı. Lise ve üniversite yıllarımdan, iş yaşamıma ve evliliğime kadar uzanan bu uzun yolda hep Sivas'ta oldum ve hep mutlu oldum. Ancak dedelerimin bağlı bulunduğu bir toprak parçası da var: Tokat. Havası, suyu, doğası, meyve bahçeleri ve yemyeşil görüntüsü ile Tokat. Tokat'ın şehir merkezinde daha önce az çok bulundum. Fakat ne nerede bilmiyorum. Yani uzun uzadıya gezmedim. Bu yıl böyle bir arzumuz vardı. Arzumuz diyorum, çünkü bu geziyi sadece ben değil eşim de çok istiyordu. Biz de bir plan yapıp yola koyulduk. Bir akrabamızın oğlunun düğününe davet edilmiştik, düğün akşam saatinde olacağı için Tokat'a erkenden gidip gönlümüzce gezelim istedik. Planımızı, programımızı yapıp yola koyulduk.

İlk durağımız Çamlıbel geçidi. Buradan gelip geçtikçe Çamlıbel geçidinde durur, Atatürk çeşmesinin buz gibi suyundan şişemi doldurur, biraz da manzarayı izler, yoluma devam ederdim. Yine aynısını yaptık. Rakım 1650 metre, hava hayli serin ve rüzgarlı olduğundan dolayı bu ritüeli daha fazla uzatmadan yolumuza devam ettik. Bundan yıllar önce dayım ile bir yolculuğumuz sırasında yine buradan geçerken, Çamlıbel Beldesi'nde mola vermiş, bir pide fırınında pide yaptırıp, afiyetle yedikten sonra yolumuza devam etmiştik. Eşim planlamış olduğumuz bu seyahatten bir arkadaşına bahsetmiş. Arkadaşı da "Çamlıbel'de Kerim Usta'nın yeri var, Akın Pide Salonu, kuşbaşılı ve çökelekli pidesini tavsiye ederim." demiş. Beldeye gelince hızımızı düşürüp, sağ tarafımıza baka baka sözü edilen pide fırınını aramaya başladık. Akın Pide Salonu ismini görünce ilk gördüğüm fırında durdum. Acaba o yer, bu yer mi diye içimden geçirirdim. Derken içeride işletme ruhsatı dikkatimi çekti. Ruhsatta işletme sahibinin adı bölümünde Kerim yazıyordu. İçim artık rahattı. Çökelekli Pidemizi yaptırıp yolumuza devam ettik. Biraz ilerledik ki ne görelim... İlk girdiğimiz pide fırınından daha büyük ve dinlenme tesisi havasında bir yer... Kocaman bir tabela, "Akın Pide Salonu - Kerim Usta'nın Yeri" yazıyor. İşletmenin bahçesinde de dört - beş tane araba var. Demek ki biz yanlış yerde yaptırdık pidemizi, diyerek hayıflandık.

Sivas - Tokat yolu öyle uzun bir yol değil. Kısa bir yolculuğun ardından Tokat'a ulaştık. Programımızda Gümenek Mesire Alanı'na gidip piknik yapmak var. Tokat İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan bu mesire alanını sevdik. Bizim buradaki ziyaretimiz hafta içi olduğundan dolayı pek kimse yoktu, hiç kalabalık değildi. Bir ağaç altı bulup, kahvaltımızı masaya serdik. Tokat'ta yoğurtmaç ismini verdikleri bir çörek türü var. Biz haşhaşlı yoğurtmaç ile Tokat Yağlısı almıştık. Tavşan kanı çayımızla çok güzel gitti. Mesire alanında atıl durumda bırakılan bir kaç yapı dikkatimi çekti. Zannediyorum kına - nişan - sünnet merasimleri için yapılmış bu iki bina. Kapısı kilitli fakat camlar açık olduğundan dolayı içi berbat olmuş. Bunun dışında Gümenek hoşumuza gitti. Sivas'taki Paşabahçe Mesire Alanı ile kıyasladığımız zaman Paşabahçe Mesire Alanı'nın daha bakımlı, temiz ve düzenli olduğunu anladık. Tokat'ta Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden miras kalan tarihi eserlerin varlığından haberdarız. Şehir merkezini gezerken yolumuzun üzerindeki tarihi eserleri de gördük.

Taşhan

Anadolu'nun en büyük şehir hanlarından birisiymiş. 17. yüzyılda inşa edilen han bir Osmanlı eseri. Şehrin en büyük caddesi olan Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerindedir. Taşhan, dikdörtgen yapıda, genişçe bir avlusu var ve iki kattan müteşekkil. Avluda bulunan çay bahçesinin fiyatları oldukça makul. Fakat çayını biraz acı bulduk. Tokat'a has bir süsleme sanatı var: baskı. Tokat Baskısı olarak bilinen bu sanat kumaşları süslüyor. Sofra bezi, bez çanta, masa örtüleri, mutfak örtüleri, mendiller, kadın kıyafetleri gibi bir çok ürün Tokat Baskısı tekniği ile süslenip satılıyor. Taşhan'da sözünü ettiğim baskı atölyelerinden ve satışının yapıldığı dükkanlar çok sayıda var. Fiyatları ise masa örtüleri için 50 TL'den başlayıp 100 TL'ye kadar uzanıyor. Taşhan'ı biz sevdik.

Şair Taner Sarıtaş ile bundanbir kaç yıl önce Sivas'ta tanıştım. Tokat'ta ikamet ediyor. Ara sıra Taşhan'daki Romancı Sahaf'a uğradığını kendisi gibi edebiyat ile meşgul olan insanlarla orada oturup sohbet ettiğini söylemişti. Ben de bunu bildiğim için Taşhan'a gelmişken Taner Sarıtaş'ı görmek umuduyla Romancı Sahaf'a uğradım. Bugün sahafa hiç uğramadığını öğrenince Taşhan'dan ayrıldık.

Ali Paşa Camii

Bir Osmanlı eseridir. Ali Paşa Bosnalı olup, Enderun'da yetişmiş bir devlet adamıdır. Ali Paşa'nın vefatıyla camii inşası yarım kalmış ve avluya yapılması planlanan şadırvan için bir plan değişikliğine gidilmiş. Dönemin diğer eserlerine göre daha mütevazi ahşap bir şadırvan inşa edilmek suretiyle cami inşası tamamlanmış. Bu ahşap şadırvan 16. yüzyıldan günümüze orjinal ahşap süslemeleri ile ulaşan ahşap şadırvandır. Caminin içi ise oldukça ferah. Cami halılarındaki turkuaz renk seçimini oldukça beğendim.

Sümbül Baba Zaviyesi

Şimdiler de Kur'an Kursu olarak faaliyet gösteriyor. Yine Gazi Osman Paşa Bulvarı üzerinde yer alan bir başka yapı. 13. yüzyılda inşası tamamlanan bir Selçuklu eseri olduğunu tahmin ediyorum. Zaviyenin doğusunda yer alan gösterişli taç kapısının bir özelliği varmış. Mevcut zaviyeler içinde en gösterişli ve sanatlı taç kapısı Sümbül Baba zaviyesine aitmiş.

Sulu Sokak

Büyük bulvar üzerinde gezimize devam ederken 900 Adımda 900 Yıllık Tarih yazan bir tabela, bizi Sulu Sokak ismiyle müsemma tarihi sokağa yönlendirdi. Şehrin eski kent merkezi burasıymış ve burada hüküm sürmüş uygarlıkların izlerini taşıyormuş. Etkileyiciydi.

Gezimiz sırasında saat ilerlemiş, iyiden iyiye acıkmıştık. Tokat Kebabı'nın meşhur olduğunu biliyorduk ve eşimle ben bu lezzeti daha önce hiç tatmamıştık. Yolumuzun üzerinde denk geldiğimiz bir kasaba Tokat Kebabı'nı iyi yapan, işinin ehli olan yerleri sorduk. Bizi Pirhan Restoran'ına yönlendirdi. Tokat Kebabı için gidilecek kebapçı en az yarım saat önceden haberdar edilmeliymiş. Çünkü Tokat Kebabı'nın pişme süresi 30-40 dakikayı buluyormuş. Sözü çok uzatmayım, çok lezzetli yapmışlar. Tokat Kebabı'nı çok beğendik. Eğer yolunuz düşerse tavsiye ediyoruz.
Paylaş:  

4 yorum:

  1. Seninle birlikte gezmiş kadar oldum ve keşke birlikte olduğumuz zamanlar bunlar için fırsat bulabilseydik diye geçirdim içimden. Bir eksiğimiz bir yerlere birlikte yolculuk yapmaktı sanırım seninle ama diğer güzel şeyler o kadar fazla ki eksik bir şeyimiz var demek abes kaçar :) Keyfiniz ve huzurunuz daim olsun, umarım sağlıkla daha nie yerler gezersiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesajını gördükten sonra şöyle bir hayal ettim. Dediğin gibi keşke daha fazla fırsatlar bulabilseydik burada yaşadığımız dönemde. Ama geriye dönüp baktığımda buradaki hatıraları gözümün önüne getirdiğim de kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. İyi ki yanyana geldik. Ben de sana ve ailene sağlık, huzur diliyorum. :)

      Sevgiyle dostum...

      Sil
  2. Sizi blog sözlük üzerinde keşfettim. Derli toplu yazmanız dolayısıyla okumak kolay oluyor. birkaç yazınıza göz gezdirdim, hep bir yolculuk havası aldım. bütün insanların 'yolcu' olduğunu düşünüyorum. Gezip, görüp, vakit dolduğunda giden yolcular... Sizin de yolunuz açık olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Deniz Bey,
      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Yolu, yolda olmayı ve yolculuğu seviyorum. İşim gereği de sürekli kilometre yapıyorum. Buraya da kişisel yaşamımdan notlar paylaştığım için bazı yazılarımın teması bu konu üzerinde oluyor.
      Sizin de yolunuz açık olsun...

      Sil

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...