16 Mart 2015

, , , , ,

Sartre'nin Bulantısı: Varoluşçuluk


Sartre'i irdelemeden önce meselemize zemin olması için varoluşçuluk kavramının izahı ile başlamak istiyorum. Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm, ekseriyetli kültürel ve psikolojik hareketlerin oluşabilmesi için öncelikli olarak bireysel deneyimleri şart koşan bir felsefe şubesidir. Batı felsefesine baktığımızda bilinen ilk varoluşçu filozofun Søren Kierkegaard olduğunu göreceğiz. Kierkegaard'ı diğer cins beyinlerden ayıran neydi peki? Kierkegaard, Hegel'in ve Kant'ın aksine düşün dünyasına toplumcu ve bütüncü bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine bireysel bakış açısıyla yaklaştı.

Biraz önce gerçek manada ilk varoluşçu olarak Kierkegaard'ı gösterdim. Çünkü o, modern varoluşçuluğun kurucusu kabul edilir. Fakat, varoluşçuluğun tarihsel kökenini kurcaladığımız zaman Blaise Pascal'a kadar gidebiliyoruz. Diğer bir ifadeyle 17. yüzyıla kadar... Bu noktadan hareketle yaşam sürdüğümüz dünyada insanoğlunun varoluş macerası bir problemden ibarettir ve felsefe bu problemin çözümü için ya da problemi daha az karmaşık bir halde sunmak için yürütülmelidir. Yakın tarihin ve belki de bugünün en gözde felsefe şubelerinden birisi olan varoluşçuluk, hem edebi alanda hem de felsefi - düşünsel alanda tesirli olmuştur. Örnek vermek gerekirse şayet: Friedrich Nietzsche, Martin Heidegger, Albert Camus, Dostoyevski varoluşçuluk dendiginde aklımıza gelen ve modern varoluşçuluğun temsilcileri olarak incelenen isimlerdir.

Peki Sartre? Sartre'ın varoluşçuluğuna baktığımız zaman göreceğimiz ilk şey, kavramsal açıdan insanın önceden tanımlanmamış - yapılandırılmamış bir varlık olarak üzerinde düşünülmesidir. Sartre'a göre insan kendi hayatını ya da izahını - tanımını yine kendi kararlarıyla verecektir. İnsanın içinde bulunduğu yaşam koşulları (yaşadığı çevre ve iç dünyasını aynı anda ele almak gerekiyor) içinde yaptığı ya da yapmak zorunda bırakıldığı tercihleri, insanın kim olacağını ve ne olacagını tayin eder. O halde, şu meşhur cümleden bahsetmenin zamanı geldi. Bu, "varoluş özden önce gelir" sözünün anlamıdır.

Koyu harflerle belirttiğim temellendirmeyi anlamak ve anlamlandırmak için Sartre'nin Bulantı'sını okumaya karar verdim. Daha doğru okumaya başladım. Bitirdiğim zaman onu daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Söylemek istediklerim şimdilik bu kadar. Esenlikle...
Paylaş:  

0 Yorum:

Yorum Gönder

Bloguma ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu içeriği beğendiyseniz paylaşabilir, yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Yeniden görüşmek ümidiyle...