28 Ekim 2021

Eski Bilgisayar Oyunlarına Dair

Günceli takip eden, günümüzde üretilen şeyler üzerinde kıymet arayan biriyimdir. Örneğin günümüzde yayın hayatını sürdüren dergileri takip eder, yeni çıkan kitaplara göz atar hoşuma gidenleri bir kenara not ederim. Eğlence anlayışımda aşağı yukarı böyledir. Teknoloji, sinema, müzik, edebiyat ve geziler benim eğlence dünyamın önemli parçaları arasındadır. Teknoloji ve eğlence dünyam konusunu biraz açmak isterim. Bilgisayarlar, telefonlar ve hayatı kolaylaştıran diğer cihazlar ilgimi çekmiştir. Her ne kadar günceli takip etsem de ara sıra eskiye dönmeden, mazinin sepya sokaklarında turlamadan da edemiyorum. 

İlk bilgisayarım ve ilk telefonum hemen hemen aynı zamana denk gelir. Ortaokulu bitirdiğim yıldı. Artık liseliydim ve lisedeki ilk yılımdı. Evimiz ile gittiğim lise arasında hayli mesafe olunca cep telefonu (Nokia 3220) kullanmak bir ihtiyaç haline gelmişti. Yine o dönemde uzun bir süredir ailemin gündeminde tuttuğum bilgisayar isteğimin mutlu son ile bitmesi de yine o döneme denk gelmişti. Kullandığım ilk bilgisayar, toplama masaüstü bir bilgisayardı. Bu ilk bilgisayarım: 512 MB Ati Radeon Ekran Kartı, 512 MB Ram, Asus Ekran Kartı, Intel Pentium İşlemci, 80 GB Hard Disk, Philips 107 S6 Crt Monitör, A4 Tech Klavye ve Fare ve 2 Adet 5 Watt Hoparlör parçalarından oluşmaktaydı. Bilgisayar ile birlikte bilgisayar oyunlarının varlığından da haberdar olmuştum. Şanslıydım ki bu bilgisayar dönemin şartlarını göz önüne aldığımda ortalamanın üzerinde özelliklere sahipti. Dönemin popüler oyunlarının bir çoğunu çalıştırabilecek donanımsal özelliklere sahipti. Ben de kendimi bir dönem video oyun dünyası içerisinde bulmuştum.

16 Ekim 2021

Hişt! Hişt! Öykü Dergisi Hakkında

Küçürek Hikaye kavramını sekiz yıl önce Ubeydullah'tan duyup, öğrenmiştim. Hikayenin bir alt türü olan Küçürek Hikaye, çok kısa metinlerden oluşmaktadır. Yazar, kısa metinleri oluştururken hikaye hakkında pek ayrıntıya girmez. Tıpkı şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımdan istifade ederek hikayeyi kurgular. Bu kısa hikaye içinde verilmeyen pek çok detay okur tarafından hayal gücü kullanılarak tamamlanır. Ben hikayenin bu alt türünü çok sevdim. Yer yer çok kısa hikayeler yazmaya çalıştım. Bu çalışmalarım sırasında bazen bir düşü, bir fotoğrafı, bir anı yahut bir kelimeyi kullanarak imgesel bir anlatım ile hikayeyi örmeye gayret ettim. Bu gayretlerimin, çalışmalarımın bir ürünü "Siz Gülümseyin" isimli hikayeydi. Bu hikayeyi blogumda Ocak 2015'te yayınlamıştım. İlk yayınladığım tarihin üzerinden yaklaşık yedi yıl geçti.

Aradan geçen uzun zamanın ardından geçtiğimiz günlerde, yayın hayatından tanıştığım bir arkadaşım ile yeniden irtibat haline geçtik. Siz Gülümseyin başlıklı öykümden haberdar olan arkadaşım, bana Hiş! Hişt! Öykü'den söz etti. Mayıs 2020'den beri yayın hayatını sürdüren Hişt! Hişt! Öykü'nün tanıtım bülteninden alıntıladığım şu paragrafı sizlerle paylaşmak istedim.

11 Ekim 2021

, ,

Durum Raporu /beş

Yeni Başlangıçlar başlıklı yazımda da ifade ettiğim üzere Eylül ayı itibariyle hayatımda bir takım değişiklikler oldu. Bunlardan birisi Eğitim Yönetimi alanında Tezli Yüksek Lisans programına kabul edilişimdi. Geçen hafta Perşembe günü itibariyle fakültede derslere başlamış oldum. Aslında iki haftadır dersler başlamış fakat ben fark etmemişim. Dört dersimiz var. Eğitim Yönetimi, Eğitim Yönetiminde Liderlik, Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Eğitimde Denetim. Hafta sonumun bir kısmını ise bu dört temel dersin ödevlerini hazırlamakla geçirdim. Umarım her şey yolunda gider ve başarılı olurum. Yıllar sonra yeniden fakülteye öğrenci olarak kabul edilmek ve o sıralara öğrenci olarak oturmak benim için heyecan verici oldu. Bu arada fakülte kantininin masa sandalyeleri benim öğrencilik yıllarımdaki masa sandalyeler ile aynı. Özellikle sandalyelerin oturulan kısmının süngerleri dışarı çıkmış, kumaşlarının rengi yeşilden siyaha evrilmiş. Bence kantinin yenilenme zamanı gelmiş.

***

Kış yaklaşıyor. Geçen hafta soğuklar başladı. Gerçi son üç gündür yazdan kalma günleri yaşıyor olsak bile sıkı giyinmezsem hasta olabilirim. Biz kış mevsimine hazırlıklarımızı bitirdik sayılır. Toplamda on beş litrelik turşu hazırladık. Bununla birlikte konservelerimizi de tamamladık. Evin genel temizliğini bitirip, halılarımızı yıkamacıya gönderdik. Şimdi gönül rahatlığıyla kışı karşılayabiliriz.

4 Ekim 2021

, , , , , , , , , , , , ,

Aşkar Dergisi’nin 60. Sayısından Mısra Seçkisi

ben kendime iki adım kala

ilk adımı attım babamdan vazgeçtim

sonraki kaldı önümde

...

olmaz dedim ümit, sana göre değil

dokunmayı sevdiğini bilirler

dokunduğun yerden vururlar seni

Başarısız Taşralı, Ümit Çiçekli


çalışanın uyarıları dinlemeden ve kullanması için verilen kişisel koruyucu ekipmanları yok sayarak çalıştığı. olay günü dalgın olduğu. vinçte asılı yük olduğu halde ve şeritlere rağmen vincin yanından geçtiği

yirmi bir yaşında olduğu. artık yaşamadığı. hiç yaşamadığı.

Kazara, Özgür Ballı

,

Aşkar Dergisi'nin 60. Sayısı Çıktı

Aşkar 60

Üç aylık yayın periyodu okuruna ulaşan Aşkar Dergisi'nin Ekim - Kasım - Aralık 2021 tarihli 60. sayısı çıktı. Şiir,  Öykü,  Söyleşi, Taarruznâme ve Mesuliyet Meselesi olmak üzere beş bölümden müteşekkil Aşkar'ın bu sayısı Ümit Çiçekli'nin Başarısız Taşralı isimli şiiriyle başlıyor. Ümit Çiçekli, Özgür Ballı, Murat Özel, Ahmet Emerce, İbrahim Yolalan, Doğanay Dağlar, Elif Aşîran, Eyüp Aktuğ, Abdurrahman Akpınar, Süreyya Altunkara, Şahin Parlak, Muharrem Demirci, Mustafa Emeç, Kadir Yıldız, Faysal Soysal, Davut Uysal, Enes Talha Tüfekçi ve Ramazan Özel bu sayının şairleri arasında.

Derginin öykü bölümünde ise bizi yedi öykü karşılıyor. Nihan Özebeoğlu, Ümit Polat, Enes Dündar, Hasna Para, Abdullah İpek, M. Talha Özmen ve Kevser Özdamar öykü bölümüne katkıda bulunan isimler. Bu sayının söyleşisinde Hüseyin Karacalar'ın sorularını Yavuz Altınışık yanıtlıyor. Yavuz Altınışık'ın üçüncü şiir kitabı "Yorgunluk Gölgesi" ve sinema - senaryo yazarlığı üzerine konuştular.

26 Eylül 2021

, , , , ,

Yeni Başlangıçlar

Bizim için Eylül ayı bir takım olayların başlangıcı oldu. Daha öncede bahsettiğim üzere ikamet ettiğim adresime bir buçuk saat uzaklıkta bir yerde çalışıyordum. Gidiş ve geliş sürelerimi hesap edersem günümün yaklaşık üç saatlik kısmı yolda geçiyordu. Bu durum haliyle yorucu oluyordu ve aileme, evime ayırdığım zaman çok kısıtlı oluyordu. Fakat bu durum artık değişti. Artık evime çok daha yakın bir yerde çalışıyorum ve eve giriş saatim üç saat daha erken oldu. Böylece aileme daha fazla zaman ayırabiliyor ve günümü daha verimli değerlendirebiliyorum.

***

Yayınladığım son şiir Senin Derdin Ne,  Aşkar Dergisi’nin 51. sayısındaydı. Temmuz – Ağustos – Eylül 2019 tarihli sayısı… Aradan iki yıldan fazla süre geçti. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım şiirimi geçtiğimiz haftalarda nihayet tamamladım ve derginin 60. sayısı için gönderdim. Benim için oldukça anlamlı bir sayı olacak. 

Samiha Ayverdi’nin Yusufçuk kitabını geçenlerde edindim. Kitabı daha ilk sayfalardan itibaren sevdim. İnsan ve insana dair birçok şey etrafında örülen kısa yazılar var.  Bazı akşamlar günü kapatırken birkaç sayfa okuyoruz.

Bu arada yeniden üniversiteli oldum diyebilirim. Yedi yıl önce mezun olduğum Cumhuriyet Üniversitesi’ne yeniden öğrenci olarak girdim. Yaptığım işle ilgili Tezli Yüksek Lisans programı sınavına girmiştim. Programa kabul edilen ilk yedi kişi arasına girdiğimi öğrendim. Sanırım derslerimiz Cuma günü başlıyor. Yeniden akademik bir ortamda olmak beni heyecanlandırdı.