Karanfil Fanzin’in Ağustos sayısı çıktı. Yumruğumuzu 15. kez
sıkmanın, sınırı 15. kez geçmenin, sesimizi 15. kez yükseltmenin
gururunu duyuyoruz. Bu sayımızda şiir, eleştiri, kitap, sinema ve müzik
sahalarında bir araya geldik.
Eyüp Aktuğ, “Elmanın Kararan Yüzü” şiiriyle içinde yeryüzünü gözetleyen çocuğu savaştan alıkoymanın gayretinde, “çevirsem kırılacak bir anahtardı elimdeki / korkuyla yaklaştım yoluma eğleşen kapılara.” mısralarıyla filmin kesilen sahnelerinde yerini alıyor. Ali Yılmaz, “Zaman Yankısı” şiiriyle eski bir alfabeden hareketle bizleri Mısır’a, Sümer’e ve Babil’e doğru yolculuğa çıkarıyor, “uçaklar ve otomobillerden önce karşılaşsak / belli ki daha iyi anlaşacaktık” mısralarıyla modern zamanların ekşiyen suratında beşinci cevheri arıyor. Yasin Fişne ise “Unutmak” isimli şiiriyle unutmanın da bir nimet olduğunu hatırlatıyor bizlere, “artık anlamalıyım / kopya çekmenin sınava dahil olduğunu” mısralarıyla kirli sakal koalisyonlara kafa tutuyor. Uğur Yanıkel ise “Cumartesi Kırmızı” şiiriyle bu sayımızda yerini alıyor, “atlar su içer biz ağlarsak” mısraından hareketle… “Seni Hatırlatan” isimli şiiriyle Orhan Batuhan Akgül dikkatleri üzerine çekiyor, “Göğümüzde taçlanacak / Sen korkunç bir şiddetle eseceksin hatrıma” mısralarıyla belleğin kalp çıkmazındaki yerini gösteriyor bizlere. Azad Tartud, “Açık Hesap” şiiriyle bizleri borçlandığımız kitapların ağırlığı altında ezmeyi ihmal etmiyor. Murat Bingöl ise İsmet’in Haydarpaşa Garı’nda başlayan serüvenini fısıldıyor bizlere “İstanbul’a Hoşgelmiştin İsmet” şiiriyle. Şiir bölümümüzün bir diğer şairi Samet Polat, “Kuşkulu Kuşluk Vakti” isimli şiiriyle yüzüstü düşmelerimizi bize tekrar gösteriyor.
Eyüp Aktuğ, “Elmanın Kararan Yüzü” şiiriyle içinde yeryüzünü gözetleyen çocuğu savaştan alıkoymanın gayretinde, “çevirsem kırılacak bir anahtardı elimdeki / korkuyla yaklaştım yoluma eğleşen kapılara.” mısralarıyla filmin kesilen sahnelerinde yerini alıyor. Ali Yılmaz, “Zaman Yankısı” şiiriyle eski bir alfabeden hareketle bizleri Mısır’a, Sümer’e ve Babil’e doğru yolculuğa çıkarıyor, “uçaklar ve otomobillerden önce karşılaşsak / belli ki daha iyi anlaşacaktık” mısralarıyla modern zamanların ekşiyen suratında beşinci cevheri arıyor. Yasin Fişne ise “Unutmak” isimli şiiriyle unutmanın da bir nimet olduğunu hatırlatıyor bizlere, “artık anlamalıyım / kopya çekmenin sınava dahil olduğunu” mısralarıyla kirli sakal koalisyonlara kafa tutuyor. Uğur Yanıkel ise “Cumartesi Kırmızı” şiiriyle bu sayımızda yerini alıyor, “atlar su içer biz ağlarsak” mısraından hareketle… “Seni Hatırlatan” isimli şiiriyle Orhan Batuhan Akgül dikkatleri üzerine çekiyor, “Göğümüzde taçlanacak / Sen korkunç bir şiddetle eseceksin hatrıma” mısralarıyla belleğin kalp çıkmazındaki yerini gösteriyor bizlere. Azad Tartud, “Açık Hesap” şiiriyle bizleri borçlandığımız kitapların ağırlığı altında ezmeyi ihmal etmiyor. Murat Bingöl ise İsmet’in Haydarpaşa Garı’nda başlayan serüvenini fısıldıyor bizlere “İstanbul’a Hoşgelmiştin İsmet” şiiriyle. Şiir bölümümüzün bir diğer şairi Samet Polat, “Kuşkulu Kuşluk Vakti” isimli şiiriyle yüzüstü düşmelerimizi bize tekrar gösteriyor.