23 Kasım 2014

, , ,

Doğum Günleri, Yılın İlk Karı ve Diğerleri

Fotoğrafı evimin balkonundan dün öğle saatlerinde çektim. Tam boyutuna buradan bakın.

Kasım ayı için son haftaya giriyoruz yarın. "Anneee, hasta oldum" başlıklı yazımda grip felaketimden bahsetmiştim. Soğuk algınlığını ve gribi atlattım. Beni hayli uğraştırdı ama şükür ki hastalıktan ayağa kalkabildim. Yılın ilk kar yağışını karşıladık. Takvimler 22 Kasım'ı gösteriyor. Saat gecenin üçü. Lapa lapa kar yağıyor, nihayet Sivas iklimine kavuşuyor. Bir kaç yazı öncesine kadar kar yağışlarını özlediğimi ifade etmiştim sizlere. Hayli gecikmişti çünkü. Sivas'ın aylık hava tahminlerine baktığımda Kasım ayının sonunu işaret ediyordu. Ama hava tahminleri yanıldı bu kez. Meteorolojiyi mahcup ettik. Her neyse. Biraz can sıkıcı bir durum var. Hava sıcaklıkları hayli düştü. Dün kar yağışı vardı, yumuşak bir hava ile merhaba dedik yeni güne. Bugün ise -7 dereceyi gördük. Öyle ki hissedilen sıcaklık -10 derece civarındaydı.

18 Kasım 2014

, , , ,

Maksim Gorki Ekmeğini Kazanırken

Maksim Gorki 30'lu yaşlarında ve sigaraya karşı müthiş bir zaafı olduğu biliniyor.
Dünya edebiyatının cins beyinlerinden birisi de büyük Rus romancısı Maksim Gorki'dir. Bu isim yani Gorki adı, kendisinin müstear ismidir. Kitaplarında Maksim Gorki imzasını kullanmıştır. Resmi kayıtlara ise şu isimle geçti: Aleksey Maksimoviç Peşkov.

Gorki'nin yaşam çizgisini irdelediğimizde onun 19. ve 20. yüzyıllar arasında eser verdiğini görüyoruz. Özellikle 19. yüzyıl, başta Rus edebiyatı olmak üzere dünya edebiyatı için oldukça verimli bir zaman dilimi oldu. Bu dönemde heykelleşmeye başlayan edebî şahsiyetlerin büyük eserlerine baktığımızda, yaygın olan sanat anlayışının natüralizm ve realizm akımlarının tesirinde olduğunu anlayacağız. Sanat namına hareket eden bir yazar, içerisinde barındığı toplumdan kendisini soyutlayamaz. Mutlak suretle, sanatçı ve toplum arasında sürekli bir alışveriş vardır. Bu alışveriş bir kültür - düşünce alışverişidir. Toplum sanatçısını şekillendirebildiği gibi sanatçı da toplumunu şekillendirebilir. Gorki'nin hayat sürdüğü zamanlara tekrar dönüp, dönemin Rusya'sındaki umumi manzarayı tablolaştırmak istiyorum. 

2 Kasım 2014

, , ,

Sevgili Raskolnikov, Sivas çok soğuk!

Zbrodnia i Kara (1970) filmine ait bir sahne. Suç ve Ceza'nın sinema uyarlaması.

Sevgili Rodion Romanovich Raskolnikov,

Sivas çok soğuk! Sana bu satırları ayaklarım üşürken yazıyorum. Sanırım uzun zamandır sana kimse merhaba dememiştir diye düşündüm. Merhabalar olsun. Alena Ivanovna'yı öldürmüş olman hiçbir şeyi değiştirmedi. Evet Alena Ivanovna, insanların kanını emen bir parazitti. Tefeciliğin hangi kanunlar üzerine  inşa edildiğini Alena ismini duyduğum zaman öğrendim. Bir şeyleri değiştirmek istiyordun elbette. Fakat içerisinde yaşadığın toplum, beynine zehirli bir kıymık gibi battığında, artık ne siyah ne de beyaz birisiydin. Artık rengin gri olmuştu. Ne yapacağını bilememek hissi, sende müthiş bir çaresizliğe dönüştü. Aileni derinden sarsan maddi kriz yüzünden hukuk fakültesini bitirememiş olmanı da hesaba katarsam, aslında bu korkunç kaderinin başlangıcı anlamına geliyordu.

21 Ekim 2014

, , , , , , , , , , ,

Yeryüzünü Kişneyen Kitaplar ve Filmler

Allah'ın Türk kavmine sunduğu bir hediyedir atlar... Yeryüzünün en köklü medeniyeti olan Türk - İslam medeniyetinin inşasında bu asil hayvan bir araç olarak kullanılmıştır. Ata yurdumuz olan Orta Asya'dan bu yana sırtından inmediğimiz at, bizlere sayısız zaferler kazandırmıştır. Dünya medeniyet tarihini tetkik ettiğimiz vakit göreceğiz ki, atları evcilleştiren ve onu idare edebilme kabiliyeti kazanan ilk toplumuz. Atları biraz daha teferruatlı tanımak lazım. Biz köpekleri sahibine sadakat ile bağlı bir hayvan olarak biliyoruz. Atlar ise köpeklerden daha sadakatlidir sahiplerine karşı. Kuvveti, dayanaklılığı ve hızı sayesinde müthiş bir savaş aracına dönüşür. Üstün manevra kabiliyeti ile savaş sahasında Türklere savaş kazandırabilecek kadar atik hayvanlardır. Hepimizin de bildiği gibi atlar ayakta uyur ve rüya görebilme kabiliyetine sahiptirler. Bu da, diğer hayvanlar içerisinde atların en hissiyatlı hayvanlar olduğunu ispat eder.

11 Ekim 2014

,

Sivas'ın Seyyar Abileri


Bir şehri şehir yapan nedir? Cevap olarak aklımıza belli başlı şeyler geliyor: kültürü, tarihi, edebiyatı, insanı... En önemli ögeyi en son yazdım. İnsan... Kültürün de, tarihin de, edebiyatın da ve daha nelerin temelinde insan vardır. Büyük şehirleri seven birisi değilim. Büyük yerlerde ikamet etmek istemem. İstanbul'u çok severim ama sürekli orada yaşamak fikri bana korkutucu gelmiştir hep. Çok kalabalık olduğu kadar alabildiğine yalnız oluyor büyük şehirler.

Gel gelelim Sivas'a... Şehri taşıyan iki önemli caddesi var. Hemen hemen herkes bir defa da olsa günlük yürür o iki caddeyi. İstasyon ve Atatürk caddeleri... Şehir hayatı bu iki cadde etrafına yoğunlaşmış durumda. Esnafların büyük bölümü bu bölgelerde. Sivas kalabalık bir şehir değil ama İstasyon caddesi kalabalık bir cadde. Atatürk caddesi de kalabalık sayılır. Böyle caddeler de simit, çiğ köfte, lahmanun, tatlı satan insanlar var. Bir çoğu ile selamlaşır, ara sıra muhabbet eder, hal hatır sorarım. Yazıma çiğ köfte satan Ahmet Ağabey ile başlayayım...

9 Ekim 2014

, , , , , , , , , , ,

Karanfil Kokan Şarkılar (Klasik Türk Müziği)


Klasik Türk Müziği'ni bir ayrı seviyorum. Klasik müziğimizde çoğu eser güftesini divan edebiyatımızın şöhretli şiirlerinden almıştır. Bu yönüyle bakarsak "saray musikisi"... Derin bir incelik, naiflik ve eşsiz bir ruh muhteva ediyor çoğu eser. TRT radyosu dışındaki radyo yayınlarında klasik müziğimizin icracılarına yer verilmiyor. Bu sebepten TRT Nağme gibi bir yayın tesellimiz oluyor. Ben lise son sınıfta iken klasik müzikle tanıştım. Ve başlangıcı İncesaz grubunu dinleyerek yaptım. Çoğu eseri seviyorum. Ama icra eden insanda önemli. Bu yüzden sizlere şarkı isimleri vermek yerine sevdiğim icracıların isimlerini verip, yorumladıkları eserler hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum.